"İstemelerimiz bize değil; biz istemelerimize uygulama, sınırlandırma ve yönetmede egemen olmalıyız..." Yusuf Çotuksöken
Kendini bilme yolunda bu çok yerinde bir saptama. Ancak, istemelerimizin yeterlik ölçüsünü bilir olmalıyız. Gene de insanın tüm davranışlarının temelinde sadece istemeleri yatmaz; zorlayıcı ihtiyaç da insan davranışı temelinde yerini alır. Açlık zoruyla hiç sevmediğimiz hatta iğrendiğimiz bir şeyi yiyebiliriz. Çalışmak da istenen bir şey değildir; zorunlu olduğu için yapılır.
İsteklerin sonu gelmez; çünkü bir istek diğer bir isteğin üretim nedeni olur. İstekleri tamamlayıp da mutlu olmak diye bir şey yoktur. Mutluluğu isteklerin sonunu getirmekte sanan nice yaşamlar ölümden önce telef olmuşlardır. Gerçekliği sürdürülebilir mutluluk, elde olanın değerini bilirken yeni istekleri sağlama yolculuğunun azığıdır; yani, isteğin ereğini belirleyen felsefe doğrultusunda ilerletilen emeğin yolluk ödülüdür.
*Bir de şu kalıplaşmış söze bakalım: "Azla yetinmeyi, küçük şeylerden mutlu olmayı bilmeliyiz." Çok istek mutsuzluk getirir iması var bu sözün içinde. Ancak, küçük şeylerin içinde büyük mutluluk nedenleri bulunabileceği yalın bir doğrudur.
Azla yetinmek doğru bir yaşam felsefesi değildir. Tıpkı çokla mutlu olmayı beklemek gibi hatalıdır. Doğrusu, yeterli olanla yetinirken çoğunu da istemektir; ancak, çoğunu istemedeki amaç mutluluğun seyrini de belirler. Eğer amaç arsızca gösteriş için tüketmek veya cimrice biriktirmekse bencil bir mutlulukla yetinilir. Bencil mutluluk paylaşımsız olacağından kendini çoğaltamaz; kısırdır, coşkusuzdur. Bencil mutluluk, elini öptüren yalnızlığın bahşişidir.
Her şeyden önce temel yaşam ereğine uygun gereksinimlerin yeterlik ölçüsünü bilir olmalıyız. Bu da kişiye göreceli olduğundan insanın kendini bilmesi gereğine koşulludur. Elimizdekine şükürle mutlu olurken kendimize yeteri kadarını isteyip elde etmeye çabalamalıyız. Kendimize yeteri kadarını elde ettikten sonra daha çoğunu da istemeliyiz; ancak, çok olanı bencil nefsimiz için değil de insani fayda üretimi için istemeliyiz. İnsani faydaysa, temel yaşam ereğine yeterli olandan çoğunu tüketimde düşkünlerle paylaşmak; üretimdeyse emeğin ve doğanın hakkına saygılı yatırım yapmakla olasıdır.
Aslında, varoluşun kendiliğinden sunduğu doğal kaynakları ve insanın doğaya saygılı emeğiyle elde edilmiş yapay güzellikleri paylaşım mutluluğu yeter de artar bile. Böyle yapabilir olsak mutluluğun hep bir sonraki isteğin somut sahipliğinde saklı olduğu yanılsamasıyla bir ömür harcar mıydık? Şimdi herkes bu sorunun yanıtına göre mutluluk istesin...
* "İnsan bir şeyi çok ciddi olarak istemeye görsün; hiçbir şey erişilmeyecek kadar yüksekte değildir." Hans C. Andersen (1805-1875)
[Sadece, bazı şeyler bir ömür yetmeyecek kadar uzak erişimlidir] Muharrem Soyek
***
(
İstem Egemenliği başlıklı yazı
M. Soyek tarafından
6.02.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.