***GÖNÜL YAŞI VAVEYLAM***
Gittiğin hangi mevsimdi?
Şuurumu da götürdüğün
Cebimde kalemini
Fikrimde özlemini
Yüreğimde azraili taşımaya başladığım
Hangi figan günüydü?
Ardında sulu sepken gönül yaşlarım
Yüreğim kaymıştı sevgine
Düşmüştüm vicdanına
Bütün kestirmeler öfkeyle örülü
Bütün yollar kalp kırıkları dolu...
Kaç vakittir
Göğe secde eder oldu hasretim
Gözlerimin yaşı gönlüme yağdı
Yağmurun hevesi kaçtı
Yoksa sevgine kuraklık mı uğradı da
Ahvalimden bi habersin...
Bazen gökyüzünde görünürsün
Gözlerin gök kızılı
Gülüşün anka ışığı
Nazarın karanlığa davetkar
Kızgın bahaneleri bulutlara sıralayıp
Kırgınlığıma gök gürültüsü reva görürsün...
Biliyor musun
Hiç kızmadım sana
Anlamaya çalışmak
Yetersiz kaldı sadece
İsimsiz duyguları tavaf ederken
Sevginin iflasından faydalanıp
Köşeyi dönen ayrılığa takıldı gözlerim...
Boş kalan avucumdaki eyvah
Payıma düşen sensizlik
Yalnızlık değil içimi yakan
Sesinin rengini acıma giydirip gidişin
Ömrümü perişan kılan...
Oysa
Zaman denilen postacıya
Umudumu teslim etmiştim
Kader eşkiyası yolunu kesmiş
Yine ulaştıramamış vuslata...
Sen gideli
İlham rızkım kesildi
Kalemle kağıtla dargınız
Harfler hüzün spazmı geçiriyor
Kelimeler mecalimle kavgaya tutuştu
Satırların u/mut çizgisi görünmüyor
Cümleler sevgi dilini yuttu
Sanırım şiirler derin isyanda...
Ölümü beklerken kaygılarım
Hasretimin tavanına astığım hayallerimi kurutmuş acılar
Sancı yongası bahtıma kenetlenmiş
Efkârımın rutubeti
Ciğerime çöreklenmiş...
Yorgunum anla...
Patavatsızın biriyim işte
Rakittir kan akışım
Gülüşüm küf prangalı
Üstüm başım aşk içinde
Aklım bin karış sen işgalinde
Evhamlarım esirikli
Dağınıktır buhranım...
Bil ki
Özlemin vaveylası
Kışımın uğultusunu bastırsa da
Kalbimde yanan kırk mumu söndüremedi...
Ben ki
Umar hurdalığında meftayım
Artık iflah olmaz giryânım
Sen ki
Gönül reyyanım
Dünyamdan gittin de
Tek dileğim
Dünyadan gitme...
Nehir Derya Gökkaya
15.02.2018