“İt ürür kervan yürür!”

Türk Atasözü.

 

     Evimizin önünde acı acı bir köpek havlıyordu.

Anam balkona çıktı. Baktı, baktı. Hiç ses çıkarmadan geri döndü.

Bana;

---Elin iti …gelmiş,bizim kapıda ürüyor.Başka yer mi yok san ki?,dedi.

Sustu.

Bana baktı.

Cevap veren yoktu.

Tekrar konuştu;

---Git, dedi şu iti kapımızdan kovala…

 Kapı zaten açıktı.

Balkona çıktım, baktım.

Evimiz iki katlıydı. Çıkış yönünde kocaman bir alan vardı.Yolun girişi oradandı.Kapısı yoktu.Her gelen rahatça kapının önüne kadar geliyordu.Köpekte oradan girmiş,kapının önüne,merdivenin dibine kadar gelmişti.

     Kocaman bir Kangal Köpeğiydi. Boynunda demir zincirden tasması vardı. Bizim eve doğru havlıyordu.Aşağı insem beni havada parçalardı.Nedense gözleri dönmüştü.Beni gördü daha çok havlamaya başladı.

    Hiç sesimi çıkarmadan geri döndüm. İçerdeki odaya gittim. Tek kırma dediğimiz bir tüfeğimiz vardı.Hemen onu aldım.Namluya bir mermi sürdüm,balkona çıkıyordum ki,anam kolumdan tuttu.

---Ne yapıyorsun, dedi?

---Elin itini kovalayacağım, dedim.

---Tüfekle mi, dedi?

---Evet, dedim.

---Olmaz, dedi.İti vuramazsın…Yazık günah, dedi.

---İyi de dedim, o kocaman iti ben nasıl kovalayacağım?

Durdu.

Bana baktı. Sonra köpeğe baktı. Ağzından salyalar akıyordu.Korkunç bir görünümü vardı.Köpek kocaman,bense daha çocuk sayılırdım.

---Tüfek at ama vurma, dedi.

---Bu nasıl olacak, dedim?

---Korkutmak için at, dedi.

    Balkona çıktım. Nişan aldım. Tam ayaklarının yakınına bir kurşun sıktım. Köpek var gücüyle havladı.Geri döndü, ardına bile bakmadan kaçtı.

---Bu kadar, dedi anam. Hayvan da olsa vurmadan korkutmak daha iyidir. Bak nasıl ardına bile bakmadan kaçıyor!

     Köyde ilkokulu yeni bitirmiştir. Hayvan otlatıyordum. Köyümüzde henüz orta okula giden yoktu. Orta Okul zaten şehirde vardı. Okumayı bilen de doğru dürüst yoktu.Sadece babam ve amcam nahiyede okumuş, ilkokul mezunuydu.Diğerleri askerde öğrenenlerdi.Hele kadınlardan hiç bilen yoktu.

    Geri döndüm. Tüfeği yerine astım.

Anam yemek için ocağın başında hazırlık yapıyordu. Yanına oturdum.Onu seyrediyordum.Birden aklıma öğretmenimin sözleri geldi.

“---Herkes okumalı,diyordu öğretmenim.Bu köye okul yeni açılmış.İlk okuyan ve okula gelenler sizlersiniz.Mutlaka okumalısınız..”Bize şehirden çok kitap getiriyor, sıra ile okumamız için veriyordu.Sonra da anlattırıyordu.Bayağı kitap okumuştum.Ama okul bitmiş, bizim de okumamız son bulmuştu.Şehir oldukça uzaktı.O devirde araba yoktu.At, eşek ve kağnılarla şehre gidip geliniyordu.Ben de okulu bitirme resmi çektirmek için ilk defa şehre gitmiştim.

O zaman gördüm.

Şehir bana bizim köyün biraz büyüğü bir köy gibi geldi.

      Anam daldığımı görmüş olmalı ki?

---Ne düşünüyorsun oğlum, dedi.

   Lafı hiç eveleyip gevelemeden direk söyledim;

---Ana, dedim.

---He yavrum, dedi.

---Ben okumak istiyorum.

    Anam da lafı hiç ikilemedi;

---Olur yavrum, dedi. Akşam baban gelsin söyleriz.

     O akşamı zor ettim.

Akşam oldu. Herkes sofranın başına oturdu.Yemek yerken anam babama döndü;

--- Bizim çocuk okumak istiyor, dedi.

      Babam anlamış olmalım ki, direk bana baktı. Oysa biz on kardeştik.Fakat ilkokulu bitiren sadece bendim.Belki de ondan hiç diğerlerine bakmadı.Sonra;

---Bu sene olmaz,dedi.Seneye inşallah.

     Anam daha sormadı. Ben çenemi hiç açmadım.O sene koyun ve keçi güttüm.Yüz elli küçük baş hayvanı yarıya indirdim.

      Babam baktı ki,ben de çobanlık yapacak  veya tarlada çalışacak göz yok.Ertesi sene okullar açılmadan beni şehre yolladı.

Gittim, kayıtımı yaptırdım.

      Orta Okula gittim. Köyümüz de ilk okuyan benim.Öğretmenimin emeklerini boşa çıkarmadım.

Elin iti gelmeseydi, belki de ben de okumayacaktım.

       Aslında hikaye çok uzun.

Ama ben bu kadarını yazdım. Okuyanlara ders olsun diye.

       Şimdi elin iti o kadar çoğaldı ki, ülkemizin her yanında havlıyorlar. Bunları korkutmak lazım. Savaşmaktan daha iyi olur düşüncesindeyim. Savaşmakla her zaman zafer kazanılmaz. Ama korkutursak bir daha kapımızda havlamazlar.

        Dünyanın bekçisiyim diyen Amerika’da öyle yapmıyor mu?

        Bütün Arap Ülkeleri’ni korku ve şantajla haraca bağlayıp sömür mü yor mu? Bazen zafer böyle de kazanılır demek ki?Biz de bunlara dikkat etmeliyiz.Örnek alınacak o kadar çok olay var ki!..

Biz yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz.Ta ki Elin İtini korkutana kadar.

        Belki de atalar bunun için dedi;

“---İt ürür kervan yürür!”

 

Kemal DOĞANAY

( Elin İti başlıklı yazı kemaldoganay tarafından 2.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu