ÇOCUKLUĞUMU YAŞAMAK
Evvel zaman
içinde her şey
Rüya gibi
sanki bir başka güzeldi
Büyükler
sevgi dolu
Küçükler söz
dinlerdi
Her evde titrek
bir ışık
Loş bir oda
ve lambadan çıkan gaz kokusu
Aza kanaat
edince, herkes huzurlu ve mutlu
Komşunun
komşuya emanetti canı ve malı
Bir yere
giderken bırakırdı ona evinin anahtarını
Her ev
bahçeli, bahçede incir, erik veya dut ağacı
Ve kilitsiz
bir de komşu kapısı
Elinde fener
bir kadın, komşuya bu kapıdan
Seslenirdi
zamansız: “Hu-komşu –Hu”
Herkesin
dilinde Allah’ın zikriydi “Hu”
Nineler
masal anlatır, herkes heyecanla dinlerdi sessizce
Sevgiler
gerçek ve samimi
Kalplerde
yaşanırdı “Huşû”
Mandalarımız
vardı sütleri yağlı mı yağlı
Siyah
renklerinden mi bilmem
Sütler sanki
daha bir beyazdı
Babaannemin
tavuğu çift sarılı yumurtlar
Çilli horoz
neşeyle haber verirdi sabahı
Her şey o
zaman organikti yoktu hiçbir katkısı
Ne güzeldi
babaannemin köy kahvaltısı
Özledim
şimdi domatesin tadını ve hoş kokusunu
Karpuzlar kırmızı
kiremit şekeri
Kavunlar mis
kokulu bal küpü
Biz ekerdik
onları hayat öyle güzeldi
Zamanında
olurdu her şey mevsimine özeldi
Ne zaman ki
büyükler ahirete göç ettiler
Aradan sanki
asırlar geçmiş gibi
Bozuluverdi
aniden dünyanın doğal düzeni
Kalktı komşu
kapısı çelik ve kilitli şimdi
Sevgiler
sahte selam menfaat oldu
Masalcı nine
gidince evlere televizyonlar doldu
Komşular
tuşlarla konuşuyorlar artık
Ya elde
akıllı telefon ya da bilgisayarların başında
Çocuklar
sanal âlemle tanışıyorlar daha bebek yaşında
Artık duyulmuyor
komşuların “Hu- komşu- Hu” sesi
Kalplerde “Huşû”
kalmamış,
Tükenmiş insanların
huzur ve neşesi…
14-04-2008
Şair,
Burhan AKSU