Soluk soluğa kalmıştım.

Betim benzim de kaçmıştı.
Korku ve panik içindeydim.
Yar visaliyle kavruluyordum.
Yârin kapısına yaklaştıkça,
Nabız atışlarım düzensizleşiyordu.
Kapısını çaldığımda,
Ya kapıyı açmazsa, ne olurdu halim diye,
Düşünüyor ve çıkmazlara giriyordum.

Kapıyı usulca çaldım.
Sabırsızca beklemeye başladım.
İçeriden ses gelmeyince,
Bir daha çaldım.
Yine ses gelmeyince,
Üçüncü kez kapıyı kırar gibi bir daha çaldım.
Yan binadan yaşlı bir nine”evladım boşuna çalma”
“o buradan taşınalı çok oldu” deyince
Bayılmamak için kendimi zor tuttum.

Nereye gitti? diye sordum” bilmem” dedi
Giderken hiç bir şey söylemedi
Ama sanki bir şey mırıldanıyordu
Ve anlamayabildiğim kadarıyla
“sadece o” diyordu.
Kafamı taşlara vurasım geldi.
Birden bire çarnaçar oldum.
Zifiri karanlık çıkmazlara girdim
En aydınlık yollarım karardı birden.
Ne yapacağım şimdi?
Nasıl yaşarım ben onsuz?
Düşünceleri aldı beni benden!
Kapısından geri de dönemiyordum.
Çünkü dizlerimde takat kalmamış,
Kollarım yanıma düşmüştü.
Onun olmadığı beldede ben nasıl yaşarım?
Ben onsuz nasıl sofraya oturur?
Ben nasıl içten gülerim.

Ya rabbi dedim ve açtım ellerimi,
Aşk ve şevkle canı gönülden dua ettim.
Ya Rabbi beni ona götüren yollarda yolcu et!
Yolcu et ki visal umuduyla yaşayabileyim
O benim derinden alıp verdiğim nefesimdir
O benim hararetimi gideren buz gibi suyumdur.
O benim tertemiz oksijenimdir
O olmazsa ben yaşayan bir ölü olurum
Lokmalarım boğazımda düğümlenir
Analı babalı yetimler gibi, şaşırırım kıblemi 
O olmazsa, suratımdan düşen bin parça olur gibi olurum
Gülmelere hasret kalırım.
Bülbül misali şakıyan dilim lal olur
Rengareng Muhammedi güllerim vazomda kurur
Şarıl şarıl buz gibi berrak akan sevgi pınarlarım 
Boz bulanık akar 
Sevdalı gönlümün ışıkları söner.
Sevdalılar meclisindeki saygınlığım biter.
Kalırım bir başıma.
Hal ve ahvalim yaman olur.
Sevinç ve neşeler muhacir olur benden.
En manidar hüzünler kaplar, ona meftun olan gönlümü.
Şirin uykulara hasret kalırım.
Soframdaki en leziz taamların kaçar tadı tuzu.
Sanki olur yavan.

Ya Rabbi ne olur beni ona ulaştır!
Uzaktan da olsa nur cemalini,
Gamzeli yanaklarını görmeyi nasip et!
Aksi halde sevdalı yufka gönlüm perperişan olur!
İsmini sayıklamaktan dilim bitap düşer!
Onun varlığıdır, beni ayakta tutan,
Onun varlığıdır, beni ben yapan,
Onun varlığıdır, bana en manidar en uzun şiirleri yazdıran,
Onun varlığıdır, sevda meclislerinde beni bülbüller gibi şakıtan,
Onun ıvarlığıdır, beni neşelendirip sevindiren,
Onun varlığıdır, pazılı güçlü bileklerimi,
Benim ben diyen babayiğitleri yere deviren,
Onu varlığıdır, zalimlere vakarlı aslanlar gibi celalli ve haşin baktıran,
Ahhh ahhh ben ne yaparım onsuz?
O olmazsa, aşkın deryasında yol almaz sevda gemilerim,
Allah’tan sonra o’dur benim tek sahibim.
Kapı kapı dilenirim onun için!
Yemez yedirir, içmez içiririm!
Varımı yoğumu, feda ederim gözümü kırpmadan!
O olmazsa, ay ve güneşim tutulur
Yıldızlar süslemez asumanı, söner birer birer.
O olmazsa, sesim soluğum kesilir!
O olmazsa, hiçbir aşk türküsünü makamında söyleyemem!
O olmazsa, kesik uçlu kalemlerim hal ve ahvalimi yazmaz!
Ne yapıp yapıp onu bulmalıyım!
Diye kendi kendimi söz verdim!
Ben bu düşünceler içinde sarhoşlar misali sendeleyerek giderken,
Nur yüzlü, çok güzel giyimli bir hacı teyzeye rastladım.
“Evladım ne arıyorsun”? Deyince, birden kendime geldim.
Ve mahmur gözlerim fal taşı gibi açıldı.
“Teyzeciğim ben sırılsıklam aşık olduğum birini arıyorum”
“Tarif etsene evladım”! Dedi
Ben sevincimden kekeleyerek tarif etmeye çalıştım.
Anlattım anlattım anlattım.
Ha o mu?
O bize komşu gelmiş deyince, gözlerimin içi gülmeye başladı!
Sevincimden olacaktı ki hacı teyzemin ellerinden üç kez öptüm.
“Gel seni götüreyim “deyince, kendimi kuş gibi hafif hissettim.
Dünya’nın en mutlu insanı olmuştum.
Kendimi güvercin gibi özgür hissediyor,
Ve kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu.
Teyze kapısını çaldı bende beni görmeyecek bir şekilde saklanmıştım.
Kapıyı açınca “buyurun hacı anne gelsene içeri” deyince yüreğim duracak gibi olmuştu.
Kaç aydan beri duyamadığım sesini duyunca.
“Yok sevgili kızım, ben içeri girmeyeceğim.
Sen bu mahallede yenisin. 
Bir şeye ihtiyacın var mı yok mu diye sormak için kapını çaldım.
“Allah razı olsun teşekkür ederim hiçbir şeye ihtiyacım yok” dedi.
“İhtiyacın olursa, lütfen çekinmeden istediğin saat kapımı çalabilirsin!
Bir anne kız gibi kucaklaşıp vedalaştılar.
Ben de sevinç gözyaşlarını dökmemek için kendimi zor tutuyordum.
Zira kadife sesini duymak uzaktan olsa nur cemalini görmek,
Şimdiye kadar çektiğim sıkıntıları bir anda unutturmuştu bana.
Derinden bir nefes aldım
Yeniden doğmuştum sanki.
Her şey tozpembe olmuştu.
Ömrüme bir başka ömür katılmış gibi hissediyordum kendimi.
En yanık ve en manidar sevinç naralarını atmak istiyordum.
Er meydanına çıksaydım şayet, hiçbir babayiğit güreşemezdi benimle.
Tuttuğumu devirirdim.
Yatağıma uzanınca en şirin uykulara dalmışım
Uyandığımda neşe ve sevinç abidesi gibiydim
Her şey daha bir güzel, her şey daha bir anlam kazanmıştı 
Sanki dünyanın en mutlu insanı ben olmuştum.
Ölümü hiç düşünmez hale gelmiştim.
Demek ki, onun varlığı imiş beni ayakta tutan, 
Demek ki, onun varlığıymış beni ben yapan,
Demek ki, onun yokluğuymuş beni bana küstüren,
Demek ki,  onun yokluğuymuş beni ekmeği elinden alınmış,
Çocuklar gibi için için ağlatan,
Bir daha anladım ki,
Bundan böyle o ne derse onun gibi olacak,
Ve bir daha anladım ki,Ayrı yaşasak da
Ben yaşadıkça gönül vazomun Muhammedi gülü sadece ve sadece o olacak.
O gönlümde sultanların sultanı ve O sevdalı gözlerimin sürmesi olacak.
Bu gözler ondan başkasına bakmayacak.
Bu emanet canım bedenimde durdukça gönül otağımda şeref konuğum olacak.
Rabbim deliler misali sevdiğimi sevsin sevdirsin sevindirsin!
Rabbim ömrümden ömür versin ona!
Rabbim ahrette cennet hatunu etsin onu….
04/Mart /2018

 

( Bu Gözler Ondan Başkasına Bakmayacak... başlıklı yazı sadeceo tarafından 17.03.2018 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu