Bir renk, tene bunca yakışır mı yar?
Ten değil, som altın, yirmi dört ayar,
Tonlar bir bir söner, maviye uyar;
Dalgalar köpürür, sahiller taşar,
Sen mavi giyince, denizler coşar.
Bulutlar çekilir, güneş gülümser,
Sarı saçlarından, bir meltem eser,
Yayılır mis kokun, iflahı keser;
Gökkuşağı çıkar, üstümden aşar,
Sen mavi giyince, gök tümden coşar.
Narin yürür, ceylan gibi sekersin,
Uzaklardan çakmak çakmak bakarsın,
Gülüşünle alev alev yakarsın;
Şahlanır dört nala, kısraklar koşar,
Sen mavi giyince, toynaklar coşar.
Seyhan, hayat verir Çukurova’ya,
Leylekler sevinçle döner yuvaya,
Kırlangıçlar uyar, güzel havaya;
Kartallar en zirve taşlarda yaşar,
Sen mavi giyince, kuşlar da coşar.
Ömrü uzar narin kelebeklerin,
Senfonisi başlar ibibiklerin,
Keyfi geliverir, tüm zambakların;
Menekşeler açar, nergisler şaşar,
Sen mavi giyince, mevsimler coşar.
Özgürlük sancağı, gönderi süsler,
Savaşlar sonlanır, barışır küsler,
Yarınlar dipdiri umutlar besler;
Yasalar yepyeni hükümler taşır,
Sen mavi giyince, mahkumlar coşar.
İlham sarar beni, çözülür dilim,
Kaleme, kağıda uzanır elim,
Gençleşirim, kalmaz o eski halim;
Dengelenir nabzım, şekerim düşer,
Sen mavi giyince, yüreğim coşar.
Sen mavi giyince, bir hoş olurum,
İçmeden, aşkınla sarhoş olurum,
Formatlanır beynim, bomboş olurum;
Caziben ruhumu delice okşar,
Sen mavi giyince, Alaca coşar.
12.04.2018
Muhittin Alaca