dar sokakları ve cin aralığı olan mahallemizde
ne güzel oyunlar oynardık kızlı erkekli
ne zaman "Ayla baban geliyor"diye seslense
çok sevdiğim oyunu anında bırakır
koşardı çocukluğum naylon terlikleriyle
babamın ellerini tutmaya...
yüreğimin çağlayanında...
sevgisini gösterirdi hiç durmadan
kucaklarken de "kızım" diye sarılırdı
incitmeye korkan tavrıyla...
beni saran kollarının arasında
nasılda güvende hissederdim kendimi
çocuk kollarımla ben de onun boynuna sarılırdım
beni hep daha sıkı,sımsıkı kucakla derdim
hasret kalacağımı bilmeden...
yokluk vardı o zamanlar ama
değme zenginlere taş çıkaracak kadar
memleketimin en iyi ayakkabıcısına götürür
"seçin,beğenin,alın istediğinizi"derdi.
"epa marka"ayakkabı sevincimi
sonraları aldığım bir çok ayakkabıda da
o sevincimi bir daha hiç yaşayamadım.
bizimle olan birlikteliğimizden
ne çok şey öğrendim babamdan
ne çok şey sığdırmıştı kısa ömrüne...
en başta bize sevmeyi sevilmeyi öğretti
yalandan,riyakarlıktan uzak
doğruluğa,dürüstlüğe dem vurdu her zaman
haksızlığa tahammül edemeyen yapısıyla
haramı helali ayırt etmesiyle
gizliden yaptığı yaptığı yardımlarıyla
ve daha anlatamadığım bir çok güzellikleriyle
koca bir dağdı,sevgi dolu
çok iyi,güzel bir insandı o
AYLA CERMEN TÜFEKÇİ / 17.06.2018