Anne, bu sevdalı gönlüm, ha bire
daralıyor,
Gönül asumanımı, kap kara bulutlar
kaplıyor,
Dost bildiğim, insan görünümlü
mahlûklar,
Beni arkamdan, paslı hançerlerle, kahpece
vuruyor.
Anne, bu sevdalı gönlüm, insanlara,
çoktan küsmüş,
Kadir kıymet verdiklerim, gözümden düştükçe
düşmüş.
Her şeyimi, dostlarımla seve seve
paylaşırken,
Onlara olan, sevgi ve muhabbetim, kökten
bitmiş.
Anne, bu sevdalı gönlüm, görmek
istemiyor artık kimseyi.
Güzellikler paylaşıldığında,
kendilerine ayırıyorlar en büyük hisseyi.
Kendileri, günah bataklığında
yüzüyor olmalarına rağmen,
Pireyi deve ediyorlar, başkalarına
ait küçük bir hadiseyi.
Anne, bu sevdalı gönlüm, çekilmiş çekilebildiği
kadar, uzlete.
Hasret kalmışım, canı gönülden yapılan, sohbet ve muhabbete.
Yalvarıp yakarıyor, dua ve niyaz
ediyorum, şanı yüce Allah’a
Beni bana küstürenlerin akıbetleri,
benzesin salyası akan, kuduz köpeğe.
Anne,
bu sevdalı gönlüm, göründüğü gibi olmayanlara ediyor isyan.
İstiyorum ki, kalan ömür miadım, bir gün
önce bitsin inan.
İçi dolu, neşe ve mutluluklara,
hasret kalmışım yıllardır,
Bir de arlanmadan gözümün içine baka baka,
bana diyorlar dayan.
Anne, bu sevdalı gönlüm, kendi yurdunda
olmuş muhacir.
Fikri güzel, gönlü güzeller beni
gördüğünde, hal ve ahvalime acır.
Zerre-i miskalce kemlik olmayan bu sevdalı gönlüm,
Çekilmiş kendi kabuğuna, üzülüp büzüldükçe, sancıdıkça sancır.
Anne, bu sevdalı gönlüm, kendinden bile
olmuş bizar.
Mukaddesatımla beni kandıranlarda,
kalmamış hayâ namus ve ar.
Elimi ayağımı, öylesine çekmişim ki, bu
fani dünyadan,
İstesem de istemesem de, sevmeyi şiar
edinen gönlüm, doluyor ahu zar.
Anne, bu sevdalı gönlüm, bezmiş, sayılı
ömür miadını yaşamaktan,
Gına geldi güzellikleri, iyilikleri, aşk
ve şevkle sağda solda anlatmaktan.
Yalnızlığı asla ve asla sevmiyor olmama
rağmen,
Şimdi çok mutluyum. Uzak durduğum için riyakârlardan.
08/Ağustos/2018