Nasıl da güzel bir duadır ettiğin.
-
Nasıl?
-
Rabbim bizi aynı yürekte birleştir. dedin
ya demin onu kastediyorum. Eksik olmasın hiçbir aşığın dilinde bu dua. Mırıldansın
dursun her an. Firakta kalmış gönüller bu duanın gücüyle şifa bulsun.
-
Dua gibi senin sözlerin de! Ben de bunu
söylemeden geçemeyeceğim. Yaralı gönüllere merhem, hasta gönüllere ilaç, yanık
canlara su misali…
-
Mübalağa sanatını sen mi icat ettin
azizem?
-
Ne alaka?
-
Dediğin kadar değilim onu biliyorum. Bu
yüzden öyle dedim sana.
-
Sen seni bilmezsin ama cümle âlem seni
iyi bilir, farkında değilsin sadece.
-
Sen bil yeter, cümle âlemim sensin.
-
Mahcup oluyorum öyle durup durup söz
kurşunuyla yüreğimden vurma beni!
-
Sen de bana bu kadar güzel olma!
-
Değilim ya!
-
Bütün çiçeklerin toplamısın ve bütün
çiçeklerin içinde var olduğu baharsın.
-
Deme öyle ama!
-
Geç kaldın, yağmur buluttan düştü, gözyaşı
kirpikten süzüldü.
-
Daha sürecek mi bu iltifat yağmuru?
-
Neden?
-
Çok ıslandım da üşüyorum.
-
Çiçek yağmuru olarak görsen!
-
Bu kez dikenleri canımı acıtıyor derim.
-
O zaman öpücük yağmuru…
-
İlla ki bir şey diyeceksin.
-
Gülücük yağmuru…
-
Anladım senden kurtuluş yok.
-
Canım kelebek olsun canına konsun. Rüzgâr
olsun tenine… Sancı olsun yüreğine saplansın.
-
Sancılanayım mı?
-
Sancı incinin habercisidir.
-
Sana laf yetiştirmek için lügatleri
ezberlemem lazım.
-
Beni ezberle, lügatin olmak istiyorum. Aklına
takılmak ve dilinde sarf edilmek… Cümlelerinde yer etmek istiyorum. Vurgun
olmalıyım yüreğinden gelen.
-
Şımarıyorum bak!
-
Sahi ne güzel bir duadır ettiğin. “Rabbim
bizi aynı yürekte birleştir.” Yüreğinden akıp gelen gül sularında yıkanıyorum
şimdi boydan boya. Sarf ettiğin her cümlede ayrı bir güzellik var, ayrı bir
aroma ve ayrı bir renk var.
-
İki ayrı nehiriz buluşacağımız o büyük
denizi düşlüyorum. İki ayrı dalız ve bizde bitecek olan o muhteşem çiçeği
bekliyoruz. Anlıyor musun beni?
-
Hem de çok iyi anlıyorum. Aynı göğün
yağmuruyuz, aynı toprağın çiçeği, aynı suyun dalgacığı ve aynı havanın
kabarcığı…
-
Şu duamı da senin için yaptım. Rabbimden
seni diledim. Seni istedim. İmkânsız
olduğunu bile bile… Ama bir umut derler ya, ondan.
-
Duana âmin diyorum kocaman. Ve var
gücümle de haykırıyorum: “Rabbim bizi aynı yürekte birleştir” diye.