Direksiyon başında oturan genç kız bir yola bir ayaklarına bakıyordu. Endişeyle
“Gazla freni çok
karıştırıyorum Cansu ya!”
Yanındaki kız oldukça
rahat ağzında sakız
“Az az bas, az az bir
şey olmaz.”
Araba dur kalk yaparak
yokuş aşağı sokağa girdi. Bir sağa bir sola yalpalıyordu. Cansu kocaman
şişirdiği balonu patlatıp işaret etti.
“Aysel şuraya çeksene
boş.”
“Geri geri nasıl park
edeceğim!”
Bahçe duvarında oturan
gençler arabayı izliyordu.
Başta oturan ortadakine
doğru eğildi.
“Batur kalksana Aysel
geliyor.”
Batur kalkarken omzuna
sonda oturan ‘hele bir dur’ anlamında vurdu.
“Kız sana evet dedi ama
biraz yavaş. Ön plana çıkma.”
Batur kulak asmayıp
arabanın arkasına geçti. Kızın dikiz aynasına yansıyan yüzüne bakarak elini
sallıyordu.
“Aysel Hanım yavaş yavaş
gelin.”
Cansu Baturun çıt
kırıldım haline katıla katıla gülüyordu.
“Çocuk sana hanım
diyor.”
Duvarda başta oturanın
keyfi yerinde
“Batur koçum senin işin zor. Aysel yere bakan yürek yakan çıktı.”