Sen ve ben,
Yani biz.
Hazan da baharı bekleyenen
İki yorğun neferiz.

Gönül heybemizde biriktirdiğimiz,
Pembe düşlerimizi,
Yasaklı sevişmelerimizi.
Dilimiz de bitmeyen ahlarla,
Yarından bir önceki günde
Yakamoz ışıltılarına emanet ederiz.

Oysa,
Sen gonca gül olsan,
Açsan gönül bağım da.
Ben bir çiğ tanesi olup ,
Düşsem zümrüt yeşili yapraklarına.

Ya da,
Binlerce yağmur damlasından oluşan,
Aktığı yönü bilmeyen
İki deli nehir olsak,
Sen azgın Fırat olup,
En mahrem hüçrelerime aksan,
Ben sessiz Dicle olup ayaklarına sarılsam.

Ya da ne bileyim,
Kovalasam bu sevdayı başımdan,
Benden çok uzaklara taa,
Fizana gider mi ?
Kırkbir Yasin okusam yalvarsam Allaha,
Sil bu kaderi desem siler mi?

''Zorla güzellik olmaz'' bilirim
Sana beni sev diyemem.
Yakıştıramam kendime
Sevdamı da inkar edemem.
Düş kurmak suç ise,bil ki ben suçluyum.
Haydi zindanlarına hapset beni
Ben zaten doğdum doğalı huzura oruçluyum.



Safiye Samyeli
( Dicle İle Fırat Olsak başlıklı yazı S.SAMYELİ tarafından 4.02.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu