N’oldu sana
kalbim?
Taş mı kesildin?
Leş mi?
Ayrılık hasreti
seni de mi yaktı?
Küle mi
döndün?
Yoksa bir
garip kula mı?
Üç kuruşluk
pula mı?
Kanatların
vardı, sevgilinin bahsi dahi geçince uçuverirdin sevinçten. Maviliklerde
yürürdün, bulutlarda uyurdun, yıldızlardan demet yapardın takardın yârin
saçına. Ve karanlığın hükmünü yerle bir eden güneş olurdun doğardın yârin
yüzüne.
N’oldu sana
kalbim?
Buz mu
tuttun?
Duvara mı
döndün?
Hissiz mi
kaldın?
İnsanlığın dibi
boyladığı bir dünyada sen de mi küstün herkese?
Lâl mi
oldun?
Gözlerindeki
sevinçle bahar gelirdi baktığın yerlere. Çiçekler boy verirdi ansızın. Kuşlar
doluşurdu bahçene. Şen şakrak bir iklime dönerdi olduğun yer. Bulutlar uzak
dururdu senden, hüzünler eleğimsağmanın altında saklı olurdu.
Kırıldın sen
de değil mi?
Dağ dağ
oldun.
Parça parça…
Umudunu
kestin sen de yaşadığımız dünyadan.
Bir yıldız
gibi akıp düştün sevgilinin yüreğinden.
Kirpiklerinde
takılı kalan son gözyaşı damlasını da zayi ettin.
Kime
ağlayacaksın zari zari?
Kime
güleceksen gayri?
Hiç kimseye
artık değil mi?
Seni de
vurdular değil mi kalbim?
Hem de can evinden.
Ortasından.
Âleme
yeterdin.
Elem’e döndü
yüzün şimdi.
Her yanın
çizik, her yanın sancılı, har yanın kanamalı…
Ne istediler
senden?
Nasıl da
insanlık için attığını, nasıl da aşkla dolu olduğunu göremediler.
Sana yanmadı
değil mi hiçbir kimse? Senin herkese, her şeye yandığın kadar hiçbir kimse
hiçbir şey yanmadı sana senin yandığın kadar değil mi?
Cehennem oldun
haksızlığa, sevgisizliğe şimşek oldun, çaresizliğe siper oldun. Gölgesinde dahi
kalmayı arzu ettiğin sevgili seni görmezlikten geldi, duymazlıktan… Hissizleştin
sonra, usul usul ölüme terk ettin kendini. Bir nevi ölmeden öldün. Yaşarken
dolu dolu, severken deli deli…
Sen de hiç
özlenmedin değil mi kalbim?
Hiç
sevilmedin!
Çentikler
bunu gösteriyor duvarına attığın kalbinin.
Bir
mahpushanenin duvarı gibi yüreğin.
Müebbet
yemiş gibisin.
Taammüden yalnızlığa
mahkûm etmişsin kendini.
Ne kadar da
çok sevilmemişsin, ne kadar da fazla özlenmemişsin!
Ah kalbim!
Yaralı
kalbim.
Bahtı karalı
kalbim.
Her tarafın
ayrılık içinde.
Her yanın
can kırığıyla dolu.
Hiç mi
iyileşmez bu yara?
Mecnun mu
saydın kendini?
Kâbe’de dua
mı ettin rabbe, derdinin artması için.
N’oldu sana
kalbim?
Nasıl da
çekildin kabuğuna.
Nasıl da
sustun?
Nasıl da
duvar oldun?
Çiçek
çiçektin bir zamanlar.
Cıvıl cıvıl…
Pırıl pırıl…
Şimdi ise
kahır kahırsın, cayır cayırsın, lime lime…
Halinden
kime ne?
KAPTAN