İyiliği başa kakmak!
Çarşıya gitmiş idi bir gün adamın biri
Hava bulutlu idi dolaştı birkaç yeri
Derken yağmur başladı şemsiyesi de yoktu
Lakin çarşıda onun tanıdıkları çoktu
Hemen birinden gidip şemsiye istemişti
Ben onu tekrar sana getiririm demişti
O da hay, hay diyerek, buyurunuz alınız
İsterseniz gitmeyin, akşam bizde kalınız
Hayır, gitmem gerekir evde çocuklar bekler
Ben eve varmadıkça, yenilmiyor yemekler!
Ertesi günü gelip onu iade eder
Oradan ayrılarak kendi işine gider
Birkaç gün sonra onu adam yolda görüyor
Selamlaştıktan sonra ahvalini soruyor
Ona der ki o gece keşke bizde kalaydın
Ne olurdu bir gece misafirim olaydın?
Eğer bizde kalaydın, sana hizmet ederdim
Mecbur olsan kalırdın ama şemsiye verdim
Bana uğramasaydın ben seni görmeseydim
Halin nice olurdu şemsiye vermeseydim?
Dedi ki vermeseydin bir yere yaslanırdım
Onu da bulmasaydım belki de ıslanırdım!
Adam kötü huyluydu kinayeli bakardı
Yardımseverdi lakin onu başa kakardı
Bir böyle, iki böyle, hayli çok zaman olur
Ona uğradığına adam bin pişman olur
Her gördüğü seferde aynı soruyu sorar
Başına kaka kaka adamı hayli yorar
Bir gün yine gezerken bir havuz kenarında
Hava bulutlu imiş o günün ayarında
Dalgın bir halde iken ani bir hitap duydu
Adam hemen hatırlar şemsiye veren buydu
Üşenmeden yürüyüp gelip yanında durdu
Herif yaklaştığında aynı soruyu sordu
Eğer cimrilik yapıp işini görmeseydim
Halin nice olurdu şemsiye vermeseydim
Adam bir ona baktı bir de havuza baktı
O kadar sinirlendi adeta şimşek çaktı
Kan beynine sıçradı bir öfkeyle patladı
Cevap vermeden önce o havuza atladı
Dedi be kötü adam bunu bin sefer sordun
Halim nice olurdu şimdi gözünle gördün
Yeter, çekil kafamdan duymayayım sesini
Nasıl aldım namerdin o gün şemsiyesini
Artık daha konuşma ebediyen benimle
Sana son sözüm budur bu ıslanmış tenimle!
Şair Mikdat Bal