Kazma toprağı kazar kabir olur, binaya temel olur, saklanmış tarihe tanık olur… Ancak kazma kimin elindedir önemlidir, arabada direksiyonu kullanmak gibi… Sürersin bir hedefe doğru, belki de mezara!
Sürsen tarlayı meyve, sebze olur, sürmezsen çöl olur. O tarladan kimler nasiplenmez ki… Ektiğin sebzeyi hem yersin hem de satarsın, saman olur hayvana yem diye katarsın… Tarlaya istediğini ek, onu boş bırakma çocuk gibi, yoksa asi olur söz dinlemez!
Sürülmeyen tarlayı kazar kazma, sertleşmiş, çoraklaşmış, kendi haline bırakılmış. Tembel toprakta hareket yoktur. Üstünde yabani otlar biter, kimseye faydası olmaz. Çöl desen kum yerine taş görürsün, çöle benzemez. Çöl ilahi aşkın evidir. O sert toprakta aşk yoktur. Kazmada fazlası vardır, vurduğu yere yaşam sunar. Yağmur yağar, içine atılan tohum çıkar… Orman olur o sert toprak, yemyeşil. Üşenmeyip o kazmayı elimize almak gerekiyor, bütün bunlar için!
Eline al kazmayı, eş o sert toprakları, yemyeşil olsun toprağın çorakları… Yetiştir çırakları, görsün yalan mı gerçek mi kabirleri…
Saffet Kuramaz