Bir sene önce neredeydin, yahut ne yedin, yahut ne hayal kurdun, yahut kaç saat uyudun… Kime sorsam bilmediğini söyleyecektir. Her günümüzü saat saat yazsak, her güne bir sayfa ayırsak… Her yıla 365 sayfa, yani bir roman kalınlığı demektir bu. Bunu kaç kişi yapar, ya da niçin yapar ki? Geriye dönüp, her yılı okumaya kalksak, yine bu soruları sorsak, yine cevapsız olacağı da kesindir. Notlara bakıp, bir cevap vermek mümkündür elbette ama kim sabırla o bir sayfayı her gün yazar ki, alışkanlık yapar ki?
Her gün kimlerle karşılaştık, onlardan neler öğrendik, kimlere ve nelere sinirlendik… Kime beddua ettik, kimden hayır dua aldık? Bir süre geçer ömürden ve unuturuz. Geriye dönsek ne beynimizde ve ne de hayatta izleri kalır. Hani helalleşelim desek, çok zorlasak bile bir çok kişiye ulaşmamız mümkün de değildir. Yaşadığımız her gün geçmişte bir bilinmeyen olmaya devam eder. Yalnızca onun özü olan tecrübelerimiz, bizi olgunlaştırır, yorgunluğu ise yaşlandırır. Ecel anına yaklaştığımızda, belki de hak etmediğimizi düşündüğümüz sonu görür, heveslerimiz ve heyecanlarımız yok olur gider.
Her insan yaşadığı her anını not tutmaktan üşense de, umursamasa da, Allah melekleri ile her anın görüntüsünü kayıt etmektedir. Doğru yanlış ne yaptıysak, itiraz edemeyeceğimiz ve yalan bir bahane uyduramayacağımız kanıtlarıyla gün gelir mutlaka sorgulanırız.
Yaşadıklarımızın bize değeri olmayabilir ama Allah bizim yaşadıklarımıza değer verir. Bir ömür iyi-kötü ne yaparsak sabır eder. Eğer bir günah işlediğimizde insan gibi hemen intikam almak isteseydi, yahut sorgulasaydı, insanlık olur muydu, hayır! Bu kadar sabırsızlığa, bu kadar doyumsuzluğa, bu kadar günahkarlığa, bu kadar itaatsizliğe rağmen, bir ömür bizi sabırla besler. Kurtuluşa erenlerden olmamızı bekler. Biz böylesi bir ve tek Rabbimize nasıl kul olmayız ki? Bu kadar cömert ve yüce, Rahim ve Rahman olan Rabbimize…
Geriye bakalım, hatırlayabildiğimiz kadarıyla… Tövbe edelim! Gelecek var mı yok mu bilinmez. Şu an hayır adına ne yapabilirizi düşünelim. Heyecanlarımızı yaşatalım. Tebliğ edelim İslam’ı… Nimetin Allah’tan geldiğine, O izin vermezse hiç bir adım ileri gidilmeyeceğini zikredelim. Bunu yapma vakti gelmiştir, eğer okuyan biri varsa bu yazımı!
Saffet Kuramaz