Turnalarla haber salmam bil ki yâr,
Dönme istiyorsan, gittiğin yerden!
Gelirsen burada olmam belki yâr,
Köreldi hevesim, vazgeçtim serden.
Hapsederken beni, beton dört duvar,
Arayıp da bulsan, ne yararı var?
İstifini bozma, zevk-i sefa sür,
Yabancı değildir, hüzne şairler.
Kâr etmez derdime, hiç bir ilaç, kür,
Ağlatır türküler, bir de şiirler.
Dinmezken ah-u zar, bitmezken havar,
Gözyaşımı silsen, ne yararı var?
Bundan sonra demem, kollarınla sar,
Kendimi bir parka, banka atarım.
Yağsa da üstüme, boran, tipi, kar,
Karanlığı yorgan yapar yatarım.
Dışım buz keserken, içim alev, nâr,
Yandığımı bilsen, ne yararı var?
Kırıldım, incimdim, sallandırdı dâr,
Yoruldum dört mevsim, yol gözlemekten.
Vuruldum, kanadım, oldum tarumar,
Gerildim ellerden, sır gizlemekten.
Tükenir nefesim, bak azar azar,
Şu gönlümü alsan, ne yararı var?
Düşeş atar iken, yeke düştü zar,
Talih bir kez olsun, bana gülmedi.
Bir aşk hamalıydım, hem de vefakâr,
Dünya Süleyman’a dahi kalmadı.
İki büklüm oldum, öyle ki naçar,
Son anımda gülsen, ne yararı var?
İnada devam et, gez diyar diyar,
Sılayı unutan, umutsuz vaka!
Koşarsın umarım, salamı duyar,
Dizlerini dövüp, sızlanmak yok ha!
Sevdiğim Kırıkhan, olurken mezar,
Başucuma gelsen, ne yararı var?
Gitmeyip de kalsan, ne yararı var?
20.01.2019
Muhittin Alaca