Bu güne kadar her kış meyve-sebze fiyatları yükselir… Hani kar yağar, hani hasılat azdır, don vurur, benzine zam gelir… Gibi bir çok nedeni olur. Alan alır, alamayan bakar uzaklaşırdı oradan. Hani derdi ki, turfanda ve mevsiminde üretilmeyen sebzeleri yemenin sağlığa zararı vardır, pahalı olmasa da almamak gerekir. Peki bu sene neden artışlar aynı olmasına rağmen, gündemden hiç düşmedi? Neden müdahale edildi ve fiyatlar aniden düştü… Yetkili ağızlardan aracıların çok yüksek fiyatlar belirleyerek, haksız kazanç sağladığını duyduk, dinledik… Şöyle son bir soru da sormalı, neden bunca yıldır bu kişilere müdahale edilmedi de şimdi müdahale edildi ve gündeme oturdu?
Herhalde bunca memleket sorunu arasında buna ancak sıra geldi… O kadar çok memleket sorunu var ki, eroinden, zinadan, içkiden, borsadan, dövizden, enflasyondan, terörden, sınırdaki savaştan… Başımızı kaldıramaz ve konuşur olduk daima. Ancak diğer taraftan da haksız kazançlar had safhada… Döviz yükselse, ne yükselmiyor ki… Dövizin ateşi dünya paralelinde gelişen olaylardan, acılardan, savaştan, zalimin zulmünden kaynaklanıyor. Ekonomimiz ne kadar iyi olsa, dünyada ki bu değişimler bizi anında etkiliyor. Ya bunlar olmadığında ki etkiler?
Fatih’in savaşa gitmeden önce tüccarın ahlaki görünüşünü test etmesi ve ben siftah ettim komşumda siftah etsin, onuda ondan alın diyen paylaşımı sonucunda, ben bu ahlakın oturduğu halkın içinde zaferi kazanırım diyerek fetihe karar vermesi gibi… Kim kimin kazanmasını istiyor ki, aksine hep bana diyen, hep ben lüks içinde yaşayım diyen, bu nedenle herkesin ayağına acımadan basan görüntü aşikar. Devlet ne kadar müfettişleri ile bunu denetlemeye çalışsa, ne denetleyeni ne de denetlenenin ahlakını imtihan edemez. Bu bir insanlık problemidir.
Müslüman bir ülkede yaşarken, bu derece çalınan ve çalanın olduğu ülke haline nasıl geldik? Her cuma günü dolup taşan camilerde kişi namazını kıldığında, hoca efendi farz namazında fatiha süresini okurken, “İyyake na’budu ve iyyake nestain- Yalnız Allah’a ibadet eder yalnızca Ondan yardım dilerim!” dediğini işittiğinde bunları düşünmez mi? neden yaşamına bu ayeti monte etmez ki… Belki de, o ayeti hoca okurken, onu dinleyen daha ne kadar çalacağını, kimleri kandırcağını, kiminle savaşacağını mı düşünüyor acaba? Vicdanen, ben işte Allah’ın huzuruna geldim, vakit ayırdım, daha ne yapabilirim gibi bir kandırmacanın içinde mi? Ben cumayı kıldım ya cennet garanti işte… Ben Allah’ın has kuluyum, en iyi Müslümanım, malım böylece bereketlenir, artık her kötü işi yapabilirim gibi ucuz bir beklenti içinde mi? Allah’ı kim kandırabilir ki, Oysa O sabır ediyor, kulum vaz geçer diye…
Olayları biraz daha derinleştirsek, bankaya koşup faiz ve kredi ile iş yapan; ihtiyacı olmamasına rağmen ikinci ev, araba alan, daha fazla gelir elde etmek için işini büyüten… Kur’anda kıyamete kadar faiz haram denilmesine rağmen, zamanımızda helal olması gerektiğini savunan kişilerin peşinden cahilane giden ne kadar çok zavallı var. Kur’anı okumadan, anlamadan, ondan bundan duyma içtihad bile denmeyecek açıklamalar ile hayatını değiştiren bu insanlar… Aldıkları evden arabadan, kurdukları işten hayır bulamıyor ve sonu hüsran olan acıları bunları kaybederek çok zor durumlara düşüyorlar. Aile bağları kopuyor, sonu ölümle biten cinnetler yaşanıyor maalesef. İnsanların kendilerinin olmayan parayla yaşamlarını sürdürmeleri, işte bu aç kurt tüccarların ve bankaların ağzının suyunu akıtıyor. İşte lüks evlerin fiyatlarının artışı da bundandır. On yıl boyunca bankadan alacağın krediyle borcunu ödersen ve kendi evinde yaşarsın diyene lafım; Aldığın paranın faizini biriktirsen ikinci ev alırsın… On yıl kirada otur, ne kaybedersin ki?
Sözün özü, bütün bu karşılaştığımız acı veren durumlar, Allah’a ilimsizce, cahilce yaşadığımız itaatsizliğimiz ve isyanın ürünüdür. Siz, eğer rehberinizi anayasının kuralları kadar anlayarak okuyup yaşarsanız, etrafınızda size kim zülüm eder ki? Kim kat kat fahiş bir fiyata malını satar ki… Enflasyon artar mı? Kişi tartmak için kullandığı kilo ağırlıklarını bile kontrol eder, ağır gelen tarafı kişiye sattığı ürün yönünde tartar ve verir. Kimse kimseye haksızlık da yapmaz. Allah c.c. kul hakkıyla bana gelmeyin diyor haşır-hesap gününde… Anlayana diyorum.
Haydin biz değişelim, kalbimizde vicdanımız önde olsun, cahillikten kurtulalım, sömürü haline gelen dinden kurtulup, sömürülmeyeceğimiz hale geldiğimiz ilimle yaşamımızı sürdürelim. Her şeyi devletten bekleyerek değil, içimizde kendimiz çözelim. Bir olalım, kardeş olalım ve bölünmeyelim. Kim bu halkı kandırırsa vatanına ihanet ettiğini, Allah’ın affetmeyeceği bir hayata yöneldiği unutmamalıdır.
Saffet Kuramaz