AİLE
Aile; sevginin saygının aynı çatı altında harman edildiği birlik beraberlik bütünlüğün sağlandığı toplumun en küçük birimidir. Aile fertleri üzüntülerini ve sevinçlerini paylaşırlar, kötü günde birbirlerine destek olurlar. Dayanışmanın maddiyata değil, sevgiye, saygıya, hoşgörüye dayalı olduğu yüce kurumdur. Ailemiz, yüreğimize sıcaklık yayan en hassas olduğumuz yanımızdır.
Aile anne demektir, ananın ak sütü, ocakta tencerede kaynayan aş demektir. Fırındaki börektir bin bir emekle hazırlanan… Bir bardak demli çaydır gözlerimiz ışıl ışıl içtiğimiz… Tatlı dildir, hal hatır sormaktır. Yüzünüze bakarak gününüzün nasıl geçtiğini anlayandır. Tesellidir, sevinçtir bazen gözyaşıdır. Sıkı sıkı sarılmaktır. Kucaklamak, kucaklanmaktır.
Ekmeği alın teriyle kazanıp eve yorgun ama mutlu dönen, kapıda sevgiyle saygıyla coşkuyla karşılanandır baba… Elindekileri alıp mutfağa götürdüğümüz, ceketini çıkarmasına yardım edip vestiyere astığımız, terliklerini ayağına getirdiğimiz kutlu adamdır. Sıcak ekmek demektir ucundan koparıp iştahla yediğimiz… Kısaca evimizin direğidir babamız…
Birlikte yaramazlıklar yaptığımız ama sırlarımızı en çok saklayanlardır kardeşlerimiz… Aynı kandan olduğumuz ve çok sevdiğimiz ilk arkadaşlarımızdır onlar. Ablalar küçük anne, ağabeyler küçük baba modelleridir adeta… Koruyan, kollayan, bizimle gülüp bizimle ağlayan…
Jorge Amado’nun dediği gibi “Bir insanın anavatanı çocukluğudur. Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur. Bir annenin ve bir babanın en önemli görevi; çocuklarının çocukluklarını doya doya yaşamaları için olanak yaratmaktır.” İşte bana bu olanakları sağlayan aileme minnet duyarak anavatanıma yani çocukluğuma zaman zaman yaptığım yolculuklarım beni tarifsiz mutlu ediyor.
Her koşulda beni seven, koruyup kollayan annem ve babam yıllar önce ölmüş olsalar da hâlâ yüreğimde yaşamaktalar. Ailemi çok seviyorum, çünkü onlar bana ellerinden geldiğince güzel bir çocukluk yaşattılar. Bence mutlu bir çocukluk, mutlu bir ömür demektir.