Geçen hafta yani 20 Temmuz'da Hürmüz Boğaz'ında Iran, ingiliz petrol tankerine el koymuştu. Bu gelişi güzel bir el koyma değildi. Tarih boyunca Iran hep batı ülkeleri tarafından sömürülmüş bir islam devleti olarak kendi çabalarıyla ayakta durmuştur. Batıda bulunan müttefik ülkeler Orta-Doğu'da bulunan islam devleti olan Iran'ı hep yok etmek peşin oldular. Çünkü Iran coğrafi alan olarak doğu ile batı arasındaki ticaretin güzergahı, Hindistan'a giden yolların kapısı ve dünyanın hakimiyetinin geçtiği yerdir.
İkinci dünya savaşında Iran'ı ilk işgal eden Britanya ve Sovyetler Birliği olmuştu. Sonradan Ingiltere Iran'ı sömürmeye başladı. 1953'te Ingiltere (CIA destekli musaddık darbesi ile) yerini ABD'ye bırakmıştır.
Ingiltere- Iran ilişkilerinde sürekli arz eden iniş- çıkışlar büyük oranda iki ülke arasındaki tarihi hafızanın izlerini taşımaktadır. 1872' de Nasıreddin Şah'ın Ingiltere asıllı sermayedar Julius Reuter'e verdiği tütün ve yeraltı kaynakları olmak üzere Iran'ın iktisadî ve siyasi bağımsızlığı tehlikeye koymuştu.
Bundan 3 yıl önce yani 2016 yılında İngiltere 5 Eylül 2016 yılında, yani beş yıl aradan sonra Tahran'a büyükelçi atamıştı. Bunu önemli kılan nokta; Iran ve İngiltere arasında yaşanan normalleşme adımının Iran'ın küresel ilişkilerini doğrudan etkileyecekti. AB'nin en önemli üç ülkesinde biri olan Ingiltere gelecekteki güvencesini AB'de değil, daha çok ABD dayanışmasında görmekteydi. Bunun en açık örneği; 2003 yılında ABD'nın Irak işgali sırasında İngiltere'nin tutumuydu. Irak işgali sırasında İngiltere, Almanya, Fransa ile uzlaşmak "Avrupa Güvenlik ve Dış Politika " kimliği çerçevesinde Irak sorununda ortak bir siyaset belirlemek yerine, ABD'nin yanında hemde aktif olarak Irak işgalinde Bush hükümetine tam destek vermişti.
Bu defa ABD arka planda yer alırken İngiltere öne atılmış ve Iran üzerinde oyunlar oynanıyor. Amaç; ORTA-DOĞU' da islam devletlerini yok etmek ve bütün yeraltı kaynaklarına ve enerjisine el koymaktır. Iran şu anda dünyanın dördüncü büyük petrol rezervine sahip bir ülke. Iran'ın yüzde 80'ini petrol ihracatı oluşturmaktadır. Ingiltere kanadında hep bu açıklama gelmektedir. " Iran Asya'ya açılan bir kapıdır." Söylemleri İngiltere'nin ve yandaş ülkeri olan Rusya, Fransa, Almaya neyin peşinde olduklarını açıkça anlatmaktadır. Birde şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Iran ve Türkiye'nin dış ilişkilerinin ıyi olması Ingiltere, ABD, Rusya ve Fransa'nın hesabına gelmemektedir.
Mısır ve Türkiye ilişikisi Mursi döneminde iyi olurken, bunu fark eden Batı ülkeleri yaptığı darbeyle Mursi'yi indirip Si Si 'yi getirmiş ve böylelikle Ortadoğuda islam devletlerini bir bir yok etmektedirler. Yavaş yavaş oyunlarına Türkiye'yi alet etme peşindeler. Bunu Orta-Doğu çok iyi okumalı. Ve birlik olma zamanı diye düşünüyorum. Sömürdükleri kadar Orta-Doğuyu sömürdüler. Orta-Doğu ülkeleri halen uyumakta ve " Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın." Diyorlar. Fakat şunu bilmeleri gerek, sıra onlara geliyor. Şu an Hedefte Iran var. Çünkü Iran güçlenmiş bir ülke... Orta-Doğu'nun en güçlü ülkelerden biridir Iran. Batı bunu kabullenmek istemiyor ve yok etmek peşinde. Ürdün, Yemen, Irak ve Suriye gibi Iran'da parçalanmak isteniyor.
Allah'a emanet olun./ Kamile Özdemir