Terör elebaşları, doğudaki çocuklara anlattıkları her ne olursa olsun savaşmaya ikna ediyor ve dağlara götürüyor. Ergenlik çağındaki bu çocuklar, dinlerini, geleceklerini ve sevdalarını bunlardan öğreniyor. Uyuşturucu alırmış gibi ruhlarını uyuşturuyorlar.
Vaat ettikleri özgürlük ve vatana kavuşma söylemleri ile ülkeyi bölmek için kendilerine asker ve savaşır asker haline dönüştürüyor. Oysa ki, bütün eylemleri kendi yaşadıkları bölgede ve yine aynı ırkından insanlara karşı veriyor. Burada bombalar patlıyor, burada açılıyor çukurlar, burada kurulan fabrikalar ve açılan okullar çalışmaz hale geliyor. Kısacası yine kendi yaşadıkları toprakları yaşanmaz hale getiriyorlar.
Terör örgütleri, buranın insanının eğitimine karşı savaşıyor. Okullar da çocuklar okuyamıyor. Gençlerin okuyup, nasıl bir ülkede yaşadıkları anlamasını önlüyorlar. Fabrikalarda ise, çalışabilecekleri ve iş imkanı bulacakları için çalıştırılmaz hale sokuyor. Böylece gençleri kendilerinden başka onlara sahip çıkacak, doyuracak ve gelecek vaat edecek kimsenin olmadığını anlatma imkanı buluyor.
Devlet 15 temmuz darbesinden önce, orada yoktu fetöcüler yüzünden. Asker içindekilerin ve eğitimde ki fetöcülerin, onlara zulmetmesi sonucu teröre yardım ediyordu. Halka öyle bir görüntü veriyordu ki, adeta sizin yanınız da devlet yok, devlet size zulmeder görüntüsünü yöre halkına sergiliyorlardı. Devlet kurumlarında çalışan fetöcüler yüzünden, yöre halkının devletten isteyebileceği her şeyi ellerinden alıyorlardı. Öyle bir yargı vardı ki, devlete bir işi düşse, ben gitmeyim, onlar benim istediğimi vermezler ve zulmeder yargısı hakimdi. Bu görüntü içinde, malum partiye oy verip, ondan medet umuyorlardı. Devlet değilde, o parti onları destekler ve korur yargısı ile yaşıyorlardı.
15 temmuzdan sonra, fetöcülerin oradan koparılması ile devlet terör örgütüne karşı oldukça başarılı hamleler yaptı. Özellikle Şırnakta malum partinin dışında başka bir partiye oy verilerek belediye başkanlığının el değiştirmesi oldukça önemliydi. Devlet orada samimi olarak çalışıyor ve yöre halkına devletin, yanınızda olduğu mesajını atadıkları kayyumlarla gösteriyor. Ancak bu atanan kayyumların gerçekten isabetli olması ve o yörenin insanını kazanmak niyeti ile de çalışılması gereklidir. Hala bu kayyumların o yöre halkını anlamadığını tanıdığım, Mardinde bir belediyede çalışan inşaat mühendisi kişiden, ve o yörede yaşayan insandan öğreniyorum. Hala belediyeye bu yüzden gitmek istemeyen kişilerin olduğunu ve devlete karşı korkunun devam ettiğini söylemişti. Bu yüzden malum partiye oy verdiklerini söylüyorlarmış. Devlet bu kişilere kendisinin var olduğunu anlatmalıdır.
Diyarbakırda, anneler çocuklarımı geri verin diyorlar. Oturma eylemi yapıyorlar. Gerçekten çok manalı ve terörün kaynağı olan ve destek bulan halkın uyanışını sembolize ediyorlar. Haklı çığlıklarında, fakir fukaranın çocuklarının dağlarda öldüğünü ve yaşadığını; yönetici konumdaki kişilerin çocuklarının Avrupa gezdikleri, iyi eğitim aldıkları ve lüks içinde yaşayarak hayatlarını devam ettirdiklerini vurguluyorlar. Çocuklarının kullanıldığını ve anlamsız bir savaşın içinde olduklarını söylüyorlar. Kendi çıkarları ve refahı için bir çok şey vaat eden terör örgütünün, yalnızca kendilerine zarar verdiğine inanmışlar. Oturma eylemine başladılar ve onlar Türkiye’nin her kesiminden aydınlarının desteğine ihtiyaç duyuyorlar. Her gün medyadan çağrı yapılmasına rağmen hala bu insanların yanlarına gelmemesi de ilginç.
Bu görüntü gerçekten ülke bütünlüğünü sağlayacak ve doğudaki kanayan yarayı saracak bir harekettir. Buna destek vermek gerekiyor. Artık terörün bu ülkenin sorunu olmadığını ve ülkemiz evladlarının anlamsızca öldürülmesine son verilmesi için büyük fırsat. Doğuda terör bitsin diye harcanan yüklü paranında, ülkenin başka sorunlarını tedavi etmede kullanılmasına fırsat verecek. Yani terör bitse, ülkemiz zenginleşecek, rahatça cennetten bir parça olan doğu şehirlerimizi gezip görmek mümkün olacak. Ben artık terörün biteceğine inanıyorum. Bu ülke 28 Şubatın verdiği yarayı sardı, terörü de yok edecektir. Neredeyse gözümü açtığımdan beri devam eden terör bitsin diyorum, Rabbime dua ediyorum. Her ırktan mükemmel bir görüntü veren ülkem, her mazlumu bağrına basan milletim bu zengin kültürüyle, hoşgörüyle mazlumu yeniden bağrına basacaktır. Bu eylemde analar, doğuda teröre verdikleri evlatlarına kavuşan ve dağ yerine şehirde çalışarak rızkını arayan vatan evlatları olmaları temennisiyle.
Saffet Kuramaz