Yine gecenin kaçı hüzünlendim ben yine
Dünyanın sonu ölüm, kandık durduk neyine?
Yıkan yıkana, bozan bozana yine Eylül
Dolaşıyor âşıklar vura vura sineye
Neden Leyla yüzünden, Mecnun çölde pir oldu
Leyla aşka doyarken, Mecnun çöl kumu soldu
Yaşanmadan mutluluk geçiyor yine Eylül
Aşk diye diye ömür, boşu boşuna doldu
Âşık utangaç bakar kalp kükrerken dil susar
Maşuk dertten anlamaz ümitsizlik olur yar
Birkaç günlük zevk için keser gül yine Eylül
Şıpsevdi yere atar, her gün üstüne basar
Aşk sonuçta, yaktıkça yakar, gözyaşı akar
Maşuk merhem olmaz da, dert dinlemekten bıkar
Zarar vermiş sel gibi, kaygısız yine Eylül
Ne derdin var deyip de sormaz aşığı yakar
Hasret bu yüzden demli çaya nasıl da benzer
Kaynatıp da içmezsem geceyi deler meğer
Değişmiyor kederi kaderi yine Eylül
Yine dolmuş semaver, dem beklemeye değer
Aşk emek hasret demek, kalp düşünü süslemek
Aşk yoludur ilahi, Allah’ım gerek demek…
Her saniyede zikir, aynıdır yine Eylül
Kula kul olmak değil, gerçek aşkı istemek
Yine gecenin kaçı hüzünlendim ben yine
Dünyanın sonu ölüm, kandık durduk neyine?
Yıkan yıkana, bozan bozana yine Eylül
Dolaşıyor âşıklar vura vura sineye
Saffet Kuramaz