Ne zaman gömmüştün beni
Ruhumla beraber yan yana
Sabah geç kaldım içim cız dedi
Zehire tuz atmış bolca kahvaltıda
Toprak sensizliği demlemiş koynunda
Şeker atılmamış katrana benzermiş
Sinsi sinsi yuva yapan aklıma
Ruhumu kemiren çingene güve siymiş
Kanıma çekilsin diye ekmek banan
Bedenimde oturan tahtakurusuymuş
Yoluma doğru açılmaz kapılar
Yürümez ayaklarım sürgüler paslıymış
Güneşe açılmaz küsmüş pencere
Kara bağlamış kepenkleri yaslıymış
Özlemin eklemlerde nasır tutunca
Ellerim çiçek kökünü avuçlamazmış
Saçlarımın karası toprağa belenmiş
Kahverengi rahatsız huysuzlaşmış
Limon çiçeği gözlerinin ekşisini
Topraklı damağım tatmadan düşlermiş
Hasret orunca emermiş döşlerimi
Kuru damar gözünden süt alacaklıymış
Düşümden hızla geçerken yağmurlu bulutun
O çatlayan kurumuş resmime bakmazmış
Umudum hedef tahtasında on iki
Sebepsiz vuruldukça topraktan çıkmazmış
Hadi söyle artık saklama sen gidince
Yoksa ben ölmüş müydüm?