Ağlayarak uyuduğun geceler olur;
Kuru tarafını çevirip öyle yatarsın kabuslarına.
Umutla uyanırsın;
Birbirinin aynısı
Ama
Gelecekten bir parça olan yeni günlere.
Kalbinin acısına öyle alışırsın ki;
Kanarken bile unutursun nereden kırıldığını.
O kadar çok ağlamışsındır ki;
Artık ağlarken bile kurudur yüzün.
O kadar çok düşünmüşsündür ki;
Düşünürken başlamışsındır unutmaya.
Şarkılarda karşılaşırsın;
Eski bir dostla selamlaşır gibi sarılırsın sözlerine.
Ezgileri duymazsın bile,
Kelimelerde kaybolup gidersin sadece.
Bir çiçeğin kokusunda karşılaşırsın sonra,
Koklayamazsın bile, kokusunun da sonu vardır diye.
Saatler hep o'nu geçmeye başlamıştır.
Artık her gün o'ndan sonradır.
O'ndan sonra anlarsın;
Gecenin aslında o kadar da karanlık olmadığını.
Saat o'nu geçtikten sonra farkedersin;
Ay ışığının kusurları gizleyip, güzellikleri gösterdiğini.
Acılarının gölgen olduğunu;
Zaman, o'nu ne kadar geçerse,
Gölgenin o kadar büyüdüğünü,
O zaman farkedersin.
Gölgenle birlikte sen de büyürsün.
Gün doğduğunda gölgen küçülse de,
Sen hep büyük kalırsın;
Çoğu zaman gölgenden bile.
Büyüdüğünde öğrenirsin, acılarını da sevmeyi.
Acıların da sevgiye dahil olduğunu;
Büyüdüğünde öğrenirsin.
Acılarını sev, büyüyorsun.