Gecenin kaçı olmuş… Galatasaray yenildi… Takımda bir sıkıntı var…Olmuyor, oynamıyorlar… Onlar yenildi göğsüme sıkıntı bastı! Oyna, yen ya, bu kadar ülkeme baskı varken, yen ya… İnadına yeniliyorlar ya!
Hava raporunda Ankara’da geceleri ayaz var diyor. Yazın keyfi kaçtı, kış geliyor kış… Ne kadar keyifsiz bir yaz geçirdim ya…Bu sene yaz var mıydı bilen var mı? Ev aldım onun borcu, çocuk üniversite sınavlarına girecek tatile gitmeyi aklımdan sildim, ülkemde savaş var, güney doğu yangın yeri… Hayat pahalılığı had safhada! Depremler oluyor… Kafamı kaldırıp da güneş var mı, yakıyor mu, deniz dalgalarının sesi nerede diyemedim. Birde ayağımda çıkan damar tıkanıklığı iyice baydı beni… Hani şükrediyorum bu günüme, başka türlü düşünsem çıkış yolu bulamıyorum.
Kimse güzel memleketimi güzelleştirmek, mutlu insanları çoğaltmak, yardım edip fakiri doyurmak… Peşinde değil… Halka dalında ilk defa dünya şampiyona olmuş bir sporcu, güreşte altın alınmış görüntüler, gözümün önünden sel gibi geçti, Artık futbol dışında ki hiç bir dalda ki başarı, keyif vermiyor bizlere galiba… Neyse ki Fransa beraberliği bir nebze bizi rahatlattı ya… Eh ona da şükür.
Hiç bir başarı, eğer ben çabalamıyorsam istediğim kadar yırtınayım olmuyor, olmuyor… Başarı kazanan, liderliğe soyunan, olmaz denilenin olduğu haller çok nadir etrafımda… Karamsarım… Neyse ki, sığındığım bir liman var, en kötü anımda yanımda Rabbim yar. Abdest alıyorum, namaz kılıyorum, dua ediyorum… Her şeyi unutuyorum. Zaten ibadet yokluk içinde zirve yaptığı için, var olmayan şeylere de ibadetten sonra boş veriyorum. Elbette vatan önemli ama herkes kendi üzerine düşeni yapmalı. ben üzerime düşeni yapmışsam, başkası nasıl elimden gelebilir ki… Sonuçta herkes öldüğünde tek başına mezara giriyor, üstü örtülüyor, kimse bu adam ne yapacak deyip de orada kalmıyor. Unutulup da gidiyor. Ölen için, ne maç haberi, ne televizyonda ki diziler, ne aş, ne iş… Kısacası dünya kaygısı bitiyor, yokluğuna inanmadığı dünyayı terk ediyor işte…
Gecenin şu vaktinde yazıyorum, niye ki? Elbette biraz nefes alayım, rahatlayayım ki uyuyabileyim. Hani bu yaşadıklarıma sizde yabancı değilsiniz. Aynı vatanda aynı kaderi yaşıyoruz, paylaşıyoruz sonuçta. Vatanın başına ne gelmişse, hepimizi etkiliyor. Ne kadar kederlenmesek de, önlem almazsak da, yaşanıyor ve an ölüyor, herşey kaderimiz oluyor, tercihlerimizle… Yenilen sporcu acaba, yenseydim diyor mu ki? Hani yaz geçti de kışa dur diyemediğimiz gibi bu… Herkes istediğini yaşar, paylaşır işte… ne kadar öğüt versen, sigara içme, alkol alma, kumar oynama, geç yatma, yediğin doğal olsun desen… Kimse dinlemiyor ki seni… Ekranın başında haydi gol at artık der gibi, kimse duymuyor sesimizi işte! Biz üzülüyoruz, onlar duşunu alıp hayatlarına devam ediyor… Profesyonel sonuçta! Elimden gelen buydu dese, kim kızabilir ki? O yatağına uzanır güzel bir uyku çeker, ama ben uyuyamıyorum işte… Vatanım içinde yaşayan çoğunluk da bu kaygı var! Çoğunluk uyuyamıyor benim gibi işte…
Hani hep bir araya gelsek, ben bunları hissettim ve yaşadım desem, kim bilir etrafımda ki insanlar ayıplayacak, kocaman adamsın ya, ne hallere düşmüşsün diyecekler, paylaştıklarımda kusur bulacaklar belki de… Oysa hepimizin sorunu aynı kardeşim. Bu vatandan başka vatan mı var ki? Bu vatanın büyümesi, içinde başarılı insanların yetişmesi, bayrağımızın dalgalanması kimi duygulandırmaz ki? Refah ve çıkar peşinde koşacağımıza etrafımızda ki insanları görmek ve duygudaş olmak gerekiyor anlayacağınız. Etrafımızda mutsuz insanlar varsa, biz asla mutlu olamayız çünkü… Etrafımızda ki insanları tanımazsak, sorunlarını bilmezsek, onlarla paylaşmazsak, işte o zaman vatanımda gerçek deprem olmaktadır. Deprem sadece toprağı sallar, oysa etrafımıza kör ve sağır olmamız vatanın her yanını sallar… Kalpleri paramparça eder.
Gecenin şu dem vaktine ne kadar çok şey yükledim… Hala maçın sonucunu unutamıyorum. Belkide teselli olur diye, her şeyde hayır vardır demeliyim. Su içip sonra da yatmalıyım. Yarın Allah nasip ederse işe gitmeliyim. Nasip dedimde, gelecek hakkında konuşurken sanki o geleceğe çıkacakmış gibi konuşmayalım. Geleceği ancak Rabbim bilir. Biz bilemeden geleceğe çıkacakmış gibi, gaybı bilme pozisyonuna düşüp, inşallah edemeden söz vermeyelim, randevu vermeyelim, hedefimizi anlatmayalım… Elbette bunu okuyan da bana kızacak, gecenin şu vaktinde, bunlar da aklına nereden geliyor ki diyecekler… Irmak gibiyim şu an aklıma ne geliyorsa çağlayanı gibi düşüyorum biriken su içine… Yazıyorum işte… Yaz sende kardeşim, paylaş ki, duygularını, samimiyetini göreyim, seni tanıyayım. Ama içten ol, bize masal anlatma… Neyse uyuyamasam da burada noktayı koyayım. bu yazımı sizinle paylaşayım. Kim bilir paylaştıktan sonra güzel haberleri duymak mümkün de olabilir… Yarın konuşuruz, uyuduğumuz uykudan uyanır uyanmaz İnşallah…
Saffet Kuramaz