Yağmurda içinde olursun bulutun
Gök gürler şimşek çakar yanında
Kara bulut, pembe beyaz olur
Yağmur suyunda yıkanınca
Güneş açar gök kuşakları sarar
Sağda solda arkanda irili ufaklı
Altından geçmek istersin birinin
Ah gerçekleşse dileğim
Cemreler düştükçe ilkbaharda
Azalır gökyüzünde gürültü
Yeşil yayılır çorak araziye
Uyanma vakti uyanır doğa
Kelebekler uçuşur
Leylaklar erguvanlar açarken
Yorgun ve bitkin
Leylekler gelir uzaklardan
Kırlangıçlar pür telaş
Geçen yıl yaptığı yuvasını arar
İğne deliği kadar bıraktığı kapısından geçip
Yavruları olacak bırakır yumurtalarını
Kirazlar olurken kargalar toplanır
İki gün kara çarşaf yayılır yeşilin üstüne
Yemeden içmeden gürültüyle gak gak gak
Paylaşınca dağılırlar görev yerlerine
Yüksekten uçan kuşlar görürsün
Tek başına mağrur kendine güvenen
Pençeleri kuvvetli gözü keskin
Dalınca, şansı olmaz avının kaçmaya
Yazın bulutların gölgesi oynaşır denizde
Gün olur deniz köpürür rüzgar üfledikçe
Batıp çıkar denizciler köpüklü dalgalarda
Kiminin limanı uzak hepsi ekmek derdinde
Sonbaharda leylekler toplanırlar
Üç gün üç gece gökyüzünde döne döne
Kırlangıç kuşları yine telaşlı
Bir bakarsın bulut olmuş göçüyorlar güneye
Sonbaharda cemreler giderken
Gürültü çoğalır gökyüzünde
Korkutur fırtına yıldırım şimşek
En çok gürültü yapan üçüncü cemre
Ayva nar zeytin hasat zamanı
Buz gibi soğuk bir yağmur yağar
Şimdi uyku vakti, yorgundur uyur doğa
Yaprak kalmaz ağaçlarda
Bir gece tipi gelir habersiz
Sabah beyaz giyinir dağlar tepeler
Beyazın parlaklığı kamaştırır gözünü
Yat yuvarlan karın beyazında
Yaz mehtabı kış mehtabı yıldızlar
Hava temiz su temiz insan temiz
Özlersin çocukken köyünde yaşadığını
Anlatırsın yaşlandıkça
Gökyüzü vardı bizim orada…
Barbaros İRDELMEN