Her şeyin el kitabı var. Ev de çiçek büyütenlerin, el kitabı. Ev de böcek besleyenlerin, el kitabı. Olur mu ya ev de böcek beslenir mi, dediğinizi duyar gibi de oluyorum ama, var böcek besleyen inanın. El falı baktıranların el kitabı. Kendi kendine araba bakımı yapanların el kitabı. İş görüşmesine gideceklerin el kitabı. İş görüşmesinden ret yanıtı alanların daha sonra ne yapması gerektiği hakkında el kitabı... Evine hırsız girenlerin hırsız ile oda da karşılaştıklarında ne yapması gerektiği hakkında el kitabı...
Ev de çiçek büyütenler, çiçekleri sulayın, ama çok da sulamayın öldürürsünüz. Yatak odanızda çiçek bulundurmayın, gece karbondioksit salınımı yaparlar, sonra sizin için hiç iyi olmaz. Çiçekler ile konuşun ara sıra, ama Türkçe konuşun, İngilizce den anlamazlar. Ara sıra dokunun çiçeklerinize, ama koparmayın. Kır çiçekleri özellikle de papatyalar ile seviyor sevmiyor gibi ucube oyunlar oynamaya kalkmayın da sizin aşkınızdan telef olmasın papatyalar...
Gelelim böcek besleyenlere. Böcekleri aç bırakmayın, fazla da yedirip şişmanlatmayın. Arada sırada başlarını okşayın, tatlı sözler söyleyin. Böcüğüm benim deyin. Üstlerine böcek ilacı sıkmayın. Psikolojisi bozulan böceklerinizi böcek psikologuna götürün, ama çocukluğuna da indirmeyin. Ne sıkıntısı varsa onu anlatsın... Uçan böceklerden ise böcekleriniz, arada camları açmadan evin içinde uçurun, sonra tekrar yerlerine koyun... Böcekler saçma sapan karafatma gibi isimler takmayın.
El falı baktıranlar ya da daha şimdiye kara baktırmamış, ama baktırmaya niyetli olanlar. Falın hiç de iyi bir şey olmadığını bilin. Bakın tersten okuyun falı, laf çıkar, bir de başına boş kelimesini ekleyin boş laf olur. Falcıya gittiğinizde falcıyı gıcık etmek için ayak falıma da bakar mısınız, deyin. Baktığınız fallardan kazandığınız paralar ile vergi de veriyormuşsunuz, hatta falcılar odanız bile varmış, bu kazandığınız paralar helal diyor musunuz, diye soru sorun onlara... El falınıza baktırdıktan sonra falcı sizden ikiyüz Türk Lirası istedi mi, ''Sana elimizi verdik kolumuzu kaptırdık.'' diye de bir cümle kurabiliyor musunuz? Kuruyorsanız ve bir daha da falcıya gitmeye tövbe ediyorsanız, ne mutlu size...
İş görüşmesine gittiniz. Sizi içeri aldılar, ağzınızda sakız elinizde sigara ile cak cak sakız çiğnerken, işe girme ihtimalinizin yerlerde süründüğü aşikardır. Karşınızda ki sizi işe alacak insan ''Ne kadar maaş istiyorsunuz?'' diye sorduğunda uçuk bir rakam söyleyip ''Sizin ücret bizi aşar.'' denmemesi için makul bir fiyat söylemenin gereğini bilmekte fayda vardır. Yine sizi işe alacak kişi ''Beş yıl sonra bu şirkette kendinizi nerede görürsünüz?'' dediği zaman da ''Herhalde genel müdür koltuğuna otururum büyük bir ihtimalle.'' diye de saçma bir cevap vermeyeceğiniz umulur... Ayrıca size kesin cevap vermeyip de ''Biz sizi ararız.'' dedikleri zaman da umudunuzu iki gün diri tutun yine de, üçüncü gün ise işin olmadığını anlayın derim...
Bak bu da çok önemli bir konu. Hırsız ile Muhatap Olmanın El Kitabı. Evinize giren hırsızlar ile nasıl muhatap olacaksınız. Tıkırtı duydun kalktın baktın pencere kapı zorlanmış, ama açamamış hırsız arkadaş. Hemen hanıma seslen silahımı getir Aysel diye. Dışarıda onu duyan hırsız hemen arazi olacaktır. Yok açtı girdi içeri de sen ondan sonra uyandın karşılaştınız salonda ya da koridorda. Hemen karşına al hırsızı ''Kardeşim ben dar gelirli küçük esnafım ya da dördün ikisinde emekliliğini bekleyen bir memurum evimde ne nakit var ne de altın kolye bilezik.'' dediğin zaman, bunu duyan hırsız bir de sana acıyıp ''Vah vah abim perişan mışsın.'' deyip cebinde bir yüzlük sana toka edebilir. Sonra da ona mutfakta çay bile demleyebilirsin. Ama sakın ''Şimdi senin bu meslekte sigortan da yoktur.'' diye bir cümle kurma hırsıza, çok bozuluyormuş hırsızlar bu soruya...
El ile iş yapanların el kitabı diye de bir kitap var. Ben de yeni öğrendim bunu. Eğer eliniz ile iş yapıp da çok yoruluyorsanız, arada elinizi dinlendirmeniz gerekiyormuş. Bunu duyunca zaten ''Vaaaav! dedim ne kadar doğru bir tespit.'' Ayrıca akşamları da ele krem sürüp yumuşatmanız da iyi gelirmiş. Krem ile yumuşamayan elleri de nasihat ile yumuşatmak, karşına alıp da konuşmak lazımmış... El ile çok ince işler de yapacaksanız yakın gözlüğü kullanmak da mutlaka şart. Bir de hanımlar kocalarına eloğlu diye, kocalar da hanımlarına el kızı diye seslenmeseler araları da soğumamış olacaktır. Benden de bu kadar. Alın okuyun bu el kitaplarını, her şeyin el kitabı var zaten piyasada...