AYYAŞ MURAD
Yakın zamanda tarihi bir roman için araştırma yaparken internette akıncılar ve sultan II. Murad dönemi hakkında bulabildiğim bütün pdf metinleri indirdim.Tarih kitaplarını okurken Sultan Murad II hakkında gördüğüm bir cümleyle resmen şok oldum.Bir osmanlı tarihçisi" Tam bir Ayyaştı" diye yazmıştı.Şok oldum diyorum çünkü kafamdaki Osmanlı algısına tamamen ters bir cümleyle karşılaşmıştım.Araştırmamı derinleştirdikçe pek çok tarihçinin Sultan Murad II hakkında" İşret ve eğlenceye düşkün olduğunu" yazdıklarını gördüm.
Böyle bir şey nasıl olurdu?Hacı Bayram Veli'nin sevenlerinden olan,Emir Sultan hazretlerinin duayla kılıç kuşattığı,Fatih Sultan Mehmed'in babası bir ayyaş olabilir miydi?
Araştırmaya devam ederken aklıma bir şey geldi.Ayyaş kelimesi bu günkü Türkçe'de alkol bağımlısı manasına geliyordu ama ya eski Türkçe'de ki anlamı da aynı mıydı?
Peygamberimizin AYYAŞ isminde bir sahabesi olduğunu biliyorum.Eğer bu kelime bildiğimiz gibiyse bu sahabenin isminin değişmiş olması gerekirdi.Çünkü Peygamberimiz İslama uygun olmayan isimleri değiştirmişti.
Bir müftü arkadaşıma konuyu sordum.Müftü AYYAŞ kelimesinin manasının "Hayatını Dolu Dolu Yaşayan" demek olduğunu söyledi.İnternette Güzel bir hale sahip olan kimse,iyi bir yaşamı olan kimse ve emekçi”(İslam Alimi.com sitesi) anlamlarına geldiğini okuyunca kafam netleşti.
1-Osmanlı tarihçilerinin hepsi medrese eğitimi alan kişiler.Dolayısıyla Arapça,Farsça dilini çok iyi biliyorlar. Bu tarihleri okuyarak bugünkü dilimize çevirenler bazen hata yapıyorlar demeyeyimde okuduklarını bu günkü algıyla yazıyorlar.(Zeghirin ne olduğunu bilmeyen tarihçiler var maalesef.(Zeghir Okçuların yaralanmaması için baş parmaklarına taktıkları yüzüğün adıdır)
2-Yabancı tarihçilerin yazdıkları hemen hemen tamamen yanlı.Bizlerin algısı da bu şekilde oluşmuş.Osmanlı ordusunun Galip çıktığı savaşlarda da,mağlup olduğu savaşlarda da sayıyı çok abartmışlar.Kendi ülkelerinin adamlarını kahraman göstermek için yanlı yazmışlar. Bilhassa Bulgarlar bu konuda çok ileri gitmişler. Yalanlarının ortaya çıkmaması için tarihi bozmuşlar.
3-Farz-ı mahal Sultan II.Murad alkol bağımlısı olsa bile bunun bilinmesi mümkün değil. Saray hareminde olanları bilmenin tek yolu haremde sultanla beraber içmek Ki bu mümkün değil.
4-Eğlence düşkünlüğü;Çalgılı eğlencelere katılmak illa alkol almayı gerektirmiyor.Hayatı dolu dolu yaşamak ta öyle.
5-Aklıma gelen başka bir husus ta şu oldu.Osmanlı sultanlarında genetik olarak Nikris(Damla hastalığı) vardı.Hastalığın son evresinde dayanılmaz ağrılar olduğu için hekimlerin ağrı kesici olarak Afyon (Eroin) kullandıkları biliniyor.
6-Benim kanaatim;Bilhassa Osmanlının ilk dönemlerinde sultanların alkol falan almadıkları, eğer alıyorlardı ise de bunun bilinmesinin pek te mümkün olmadığı yönünde.Osmanlı sultanları hakkındaki algı operasyonu olduğu yönünde.
Konuyu bitirmeden Ahmet Akgündüz’ün iyş-ü İşret kelimesiyle ilgili yorumunu bilmek zorundayız. Maalesef, Osmanlı tarihi ve edebiyatında geçen bazı tabirler, Osmanlı Devle-ti'nde içkinin tamamen serbest olduğu mâ'nâsına gelecek şekilde te'vil ve izah edilmek istenmektedir. Bu tâbirlerden bazılarına dikkat çekmek istiyoruz. "îş ü işret", bunların başında gelmekte ve tarihlerdeki "padişah, îş ü işreti severdi " tarzında geçen ifadeler,içki ve sefâhet hayatı yaşardı şeklinde yorumlanmaktadır. Halbuki bu ifadenin asıl mânâsı, îş=yaşama, işret=keyifli hayat ve eğlence demektir. Yaşamanın tadını çıkarma ve keyifli hayat, meşru dairede olduğu gibi, gayr-i meşru dairede de olabilir. O halde, bu tâbirleri, başka karîne olmadan gayr-i meşru hayat diye izah etmek, peşin fikirlilik olur. Bilinmeyen Osmanlı.