Her insan için “bence” kelimesi masum bir kelime
sayılabilir. “Ben” veya “Ene” aynı zamanda nefsin ve şeytanın en çok sevdiği
kelimeler aynı zamanda da insana en çok sevdirdiği kelimeler. Masum diyorum
çünkü savaşmak vb. dünyevi işlerde başarılı olabilmek için özgüven yani “ben”
önemli. Bu tarihin her döneminde böyleydi. Mesela Hz. Ömer (ra) Medine’ye
hicret ederken bu özgüveniyle müşriklere meydan okudu. İslam fatihlerinin
hepsinde bu özgüven vardı. Ama beraberinde de tevekkül sahibiydiler. Bu sayede
az kişiyle sayıca büyük orduları mağlup ettiler. Kibre kapılmamak şartıyla
özgüvenli olmak aynı zamanda başarının da anahtarı.
Günümüze geldiğimizde ise durum tamamen tersine
dönmüş gibi. 19. Yüzyılda zirveye ulaşan ve etkileri hala devam eden Marksist
bilim insanın özgüvenini zirveye ulaştırdı. Batılılar hem servetleri hem de
bilimsel imkanlarıyla “ego” larını zirveye taşırken Müslüman toplumlara hakim
oldular ve acziyete düşürmeyi başardılar.
Burada bir hususu özellikle belirtmekte fayda
var. Batı rönesansı kiliseye karşı yaptı. Kilisenin baskısından uzaklaştıkça yani
sekülerleştikçe bilim ve teknoloji de yükseldi. Bunun Müslüman toplumlara
yansıması çok farklı oldu. Batı’nın seküler hayatını ve fikri yapısına adapte
olan Müslüman gençlerin aklına ilk olarak İslam dininin gelişmeye engel olduğu
fikri yerleşti ve her fırsatta bu fikri gündemde tuttular. Pozitivist Abdullah
Cevdet bu yüzden neslimizin bozuk olduğu iddiasıyla Avrupa’dan damızlık erkek
getirtmeyi tavsiye edebildi.
Genelde günümüz insanına özelde ise İslam
toplumlarına ve ülkemize gelirsek: Maalesef dini bilgilerimiz son derece zayıf
ve kulaktan dolma. Böyle olunca ağzı laf
yapan herkesin sözlerine itibar ediyoruz. İşte tam da burada “Bence” devreye
giriyor. Bazan o kadar ileri gidiyoruz ki temel islam kurallarını ve iman
meselelerini “ bence” diye başlayan cümlelerle tartışmaya başlıyoruz.
Kur-an-ı Kerim ansiklopedi değil temel kitaptır,
dolayısıyla kuralları belirler, uygulamayı ise insana bırakır. Kısa bir
açıklama yapmamız gerekirse İslam dininin ticaret kuralları bellidir.
Kandırmamak, ihtikar (karaborsa) gibi.
Veya insan ilişkilerinde kurallar mahremiyet
şeklinde bellidir. Televizyonlara bakıyorsanız dinimizin koyduğu kuralların doğruluğunu
ama ve belki siz kabul edersiniz. İslam dininin Kur-an-ı Kerim’de olan ve
Peygamber Efendimiz(sav) in koyduğu kuralları “bence ve diyorum ki”
kelimeleriyle tartışmaya açmak kişiyi dinden çıkarabilir. İslam dinini “bence”
diyerek cahilce yeni yorumlarla tartışmaya açmaktan Allah bizleri korusun.
Son bir cümle: Ebu Cehil vb. müşrikler de “bence”
düşünceleriyle Peygamber Efendimiz(sav) e iman etmediler. Onlara göre peygamber
zengin itibar sahibi olmalıydı. Bu günde Peygamberimizi (sav) dışlayarak Kuran
bize yeter diyenlerin tamamı onlarca kitap yazdılar ve yazıyorlar. Ve hepsi de
istisnasız “bence” demeseler de kendi fikirlerini bizlere yutturmaya çalışıyorlar.
Sürçü lisan ettikse affola, haklarınızı helal
edin.