…
Nihal iki defa ölümden
dönmüş, ikisinde de Korkut’un sezgisi ve atak oluşuyla kurşunlara hedef
olmaktan son anda kurtulmuştu. Ona kendini borçlu hissediyor, içinde ona karşı
derin bir sevgi ve muhabbet duyuyordu. Korkut’a içinden geçen duygularını
açmaktan ısrarla da kaçınıyordu. Onu anlamaya çalışıyordu, ama anlamakta
zorlanıyordu. Zor da olsa, onu yeteri kadar anlayamasa da, onu yürekten
seviyor, onu konuşturdukça rahatlıyordu.
“En çok neye güvenirsin?”
“Nefrete… Sevginin
sahtesi oluyor da, nefretin sahtesi olmuyor ki!”
“Çok iyi birisin…”
“Sana göre iyiyim… Ama
ben delinin biriyim.”
“Yalanın da yoktur
senin...”
“Ruhu yalanla beslenene,
doğru zehir gibi gelir. Çok şükür onunla tanışmadık… Yalan gelecek olsa;
iyilik, güven, sadakat ve huzur çekip gidiyor.”
“Sözlerin bana ilaç gibi
geliyor.”
“Yarasın… Ben sana ilaç
olurum da, sen benim yan etkilerime dayanamazsın…”
“Sen her şeyi
biliyorsun.”
“Her şeyi bilmeme gerek
yok ki, haddimi bilirsem o bana yetiyor.”
Nihal’in turkuaz mavisi
gözleri, ölüyü bile güldürebilecek sözleri, burnu hafif kalkık, atkuyruğu
saçları, insanı kolayca etkileyen muzip bakışları vardı. Duygularını
bastırmasını bilir, öfkesini sıradanlığa yansıtabilecek kadar sakin, sessiz ve
ifadesiz olabiliyordu. Neşeli gözleri bir anda buzdan bakışlara dönebiliyordu.
Canından çok sevdiği arkadaşının bir ihanetiyle, işin aslını aylar sonra
öğreneceği ömre bedel acı ve hüzün yaşamış, hayatın tecrübesizliğini
deneyimleyerek öğrenmişti.
Korkut; “Yok mu senin bir hikâyen?” diye sorunca, Nihal bir
an durdu. Yalnız başına iken çok şeyler söylemek istiyordu. Ama şimdi aklına
söyleyecek hiçbir şey gelmiyordu. Ne söyleyeceğini bilemiyordu. Ona cevap
verebilmek için ağzına gelen tekerlemeyi söyledi.
“Anlatamam ki derdimi…”
“Yarım kalmış bir
hikâye,”
“Söylerim günü geldi
mi?”
"Birazdan Trablus
Limanına yanaşacağız. Baştan beri Ulusal Hükümetin yanında yer alan Türkiye, yardım
amaçlı zırhlı araç ve teçhizatların teslimini yapacak. Limanda her türlü tedbir
alınsa da, yine de bizler de teyakkuzda olmalıyız. Mısır, BAE’nin doğrudan
askeri teçhizat ve araç yardımı ile birlikte Rusya’nın paralı asker gurubu
Wagnerler de CIA beslemesi Hafter ve arkasında yedi düvelin var olduğunu
bilmelisiniz. Çok dikkatli olmalısınız. En ufak bir hata bile istemiyorum.
Allah yar ve yardımcınız olsun. Herkes görev başına…”