“Ya Ötenazi, Ya da Eşit Bir Yaşam Hakkı İstiyoruz…” başlığı ile yazmış olduğum yazıda arkadaşım, dostum Yücel Doğanşahin’in 14 Aralık 2019 günü sinema konusunda yaşadığı ayrımcı, ötekileştirici bir uygulamadan dolayı kaleme alarak Malatya Valiliğine verdiği ve ardından da Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine (CİMER) yolladığı yazıyı kaleme almıştım. Yücel Hanımın CİMER’e yolladığı yazısına çok gecikmeden yanıt geldi.
Bakan adına
Genel Müdür Uzm. Dr. Orhan KOÇ imzasıyla 27 Aralık 2019 tarihli gelen cevabi yazıda “Başta engelliler ve yaşlılar
olmak üzere bireylerin toplumsal hayata katılımının önündeki engellerin
kaldırılması diğer bir ifadeyle herkesin binalara, açık alanlara ve ulaşım hizmetlerine
başkasına ihtiyaç duymadan güvenli bir şekilde ulaşabilmesi için yapılı çevrede
ve kentsel hizmetlerde fiziksel, mimari, yönlendirici ve bilgilendirici
tedbirlerin alınması kamu kurumlarının temel görevleri arasında yer almaktadır.
7/7/2005
tarihinde yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanunun 7 nci, geçici
2 nci ve geçici 3 üncü maddelerinde kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut
resmi yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar,
spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve
tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar
ile büyükşehir belediyeleri ve belediyeler tarafından şehir içinde sunulan ya
da denetlenen toplu taşıma hizmetlerinde erişilebilirliğin sağlanmasına yönelik
amir hükümler yer almaktadır.
Erişilebilirlik
standartlarının uygulanması için Bakanlığımızın talepleri üzerine İmar Mevzuatı
kapsamında özellikle Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nde 2017 yılında ve Yapı Denetimi
Uygulama Yönetmeliği'nde 2019 yılı Mayıs ayında, teknik alt yapısını
oluşturarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduğumuz çok önemli düzenlemeler
hayata geçirilmiştir. Bu kapsamda Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 5 inci
maddesi ilgili idarenin, erişilebilirlik mevzuat ve standartlarında getirilen
hükümlere uymakla ve bunları uygulamakla yükümlü olduğu ve yörenin koşullarını
göz önünde bulundurarak engellilerle ilgili gerekli önlemleri almaya yetkili
olduğundan bahsetmektedir.
İlinizde
ikamet eden engelli başvuru sahibi Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliğinin
uygulanmamasından dolayı kalitesiz yaşam sürmekte olduğunu, sosyal hayatın
içinde yer almak istediğini ilgi CİMER başvurusu ile Genel Müdürlüğümüze iletmiştir.
Bu
kapsamda başvuru sahibinin yazdığı dilekçe ile bahse konu isteklerini
Valiliğinize daha önce ilettiği, fakat başvuru sahibine herhangi bir dönüş
sağlanmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca Valiliğiniz bünyesinde kurulan
Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonunun yaptığı denetimler sonucunda
Malatya'da "Erişilebilirlik Belgesi" alan herhangi bir yer olmadığı
tespit edilmiştir.
Bu
çerçevede, ilinizde bulunan erişilebilirlik eksikliklerinin giderilmesi
amacıyla vakit kaybedilmeden çalışmalara başlanılması, bahse konu başvuruda yer
alan sorunların giderilmesi ve benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için yukarıda
açıklanan mevzuat hükümlerine ve mevzuatın uygulanmasından kaynaklanan konulara
hassasiyet gösterilmesi, teknik bilgi desteği ihtiyacı halinde Genel
Müdürlüğümüz Erişilebilirlik Dairesi Başkanlığı ile iletişime geçilmesi ve
yapılan iş ve işlemlerle ilgili tarihine 20
Ocak 2020 kadar Genel Müdürlüğümüze bilgi verilmesi hususunda; Bilgilerinizi
ve gereğini rica ederim.” denilmektedir.
Yazıyı okuduğumda bunun yıllardır gerek
yazdığım yazılarda gerekse de katıldığım toplantılarda erişilebilirlik
konusunda idarecilerin görevlerini yerine getirmediğini ve gerekli olan
hassasiyeti göstermediklerini dile getirmem konusunda haklı olduğumun resmi bir
belgesi olduğu anlaşılıyordu.
Yıllardır ilimizde görev yapmış olan valiler
ile belediye başkanları başta olmak üzere birçok kurum idarecisine engellilerin
yasal ve anayasal haklarını gerek yazılarımda gerekse de sözlü anlatarak
görevlerini yerine getirmelerini anlatmaya çalıştım.
Ancak şunu açık yüreklilikle belirtmeliyim ki
bunların birçoğu haklarımızla ilgili yasal görevlerini tam olarak yerine
getirmediler. Ya görmezden geldiler, ya bilmezden geldiler ya da sümen altı
ettiler.
Görevlerini yerine getirmedikleri gibi yasal haklarımızı
belirterek sorunlarımıza çözüm getirilmesini talep ettiğimizde ise bizleri yasal
mevzuatlardan bihaber, düşünce engelli, hak aramasını bilmez insan yerine
koydukları yetmezmiş gibi başını okşadıkları sırtını sıvazladıkları çocuk
yerine de koymaya kalkıyorlardı.
Bir insan “Bizleri toplayın
imha edin.” ile “İnsan onuruna yaraşır, eşit bir yaşam hakkı
tanımayarak uyguladığınız PASİF ÖTENAZİ yerine AKTİF ÖTENAZİ uygulamanızı talep
ediyorum.” sözlerini ortada
hiçbir neden yokken durduk yere dile getirmez. Bu sözleri dile getiriyorlarsa eğer
demek ki o insanların sabırları artık tükenmiş, bardakları dolup taşmış demektir.
Sözün özü olarak, gelen yazıda belirtilen “…. gerçek ve tüzel kişiler tarafından
yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar…” sözlerinden de anlaşılacağı
gibi sinema salonları da umuma açık hizmet vermektedir. Bu konuyla ilgili
Milletvekilimiz Öznur Çalık ile yaptığım bir konuşmada “Orası özel olduğu için bir şey yapamayız. Ancak görüşerek ricada bulunabilirim.”
diye açıklama yapmıştı. Milletvekilimiz Çalık gibi düşünen valilerimiz,
belediye başkanlarımız ile müdürlerimiz de varsa eğer onlara “Yasalar ne
zamandır ricalarla uygulanarak yerine getiriliyor? Lütfen rica etmeyi bırakın. Sadece
anayasal ve yasal mevzuatlardaki haklarımızı yerine getirin. Bu sorunlara çözüm
getirilmesi, yasaları uygulayacak olan sizlerin asli görevleri arasındadır. Bunu
sizlerde bizlerde çok iyi bilmekteyiz.” demek istiyorum.