Eski bir yara albayım..
Öyle eski olmuşki yaram olan yaralarını sarmış albayım. Öyle yok olmuşumki sevebilmiş albayım..
Zaman acımasız işte benim yaralarımı her seferinde deşerken ona iyi davranmış
Günler geçmiş o aynı kalmış albayım.. öyle hala bakıyorki hala seni sevdiğini hissedermiş gibi..
Dünyasını doldurmuş albayım sevmiş, gezmiş , gülmüş, aşık olmuş..
Yok kızmıyorum albayım sadece yaralarıma kızıyorum ben.
Hani böyle aklına gelmez ama bir an olur olur olmadık bir şeyde hatırlatır ya albayım öyle bir şey bu. Ben neden unutamıyorum albayım ? Sevmek buysa eğer ben istemiyorum albayım. Çünkü birinin seni sevmemesi dünyanın en acı bir şeyiymiş albayım. Sevmiyor diye kızamıyorsun mesela yada tamam unuttum gitti diyip unutamıyorsun. Ben kızamıyorum, unutamıyorum albayım...
Bir gün uyandığımda hissizleşirim diye çok bekliyorum be albayım. Olur mu dersin , sanmam dediğini duyar gibiyim. Haklısın albayım ve ben haklı olmana bile kızıyorum.
Ama çok haklısın albayım..