Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 24
Ocak Cuma günü akşam saat 20.55’de meydana gelen ve 41 kişinin hayatını
kaybettiği, yüzlerce insanın yaralandığı ve binlerce evin ise hasar gördüğü ve yüzlercesinin
ise yıkıldığı 6.8 şiddetindeki deprem, ülkemizin büyük kısmının deprem
kuşağında bulunduğu gerçeğini bir kez daha hatırlamamıza neden oldu.
Deprem konusunda uzman olan
bilim adamlarının zaman zaman bilimsel verilere dayanarak yaptıkları uyarılara
nedense pek dikkat etmeyiz. Ta ki deprem gerçeğini yaşadığımız ana kadar. Ancak
o zamanda alınması ve yapılması gerekenler için çok geç kalınmış olunmaktadır.
“Bir musibet bin nasihatten iyidir.” atasözünde vurgulandığı
gibi gerekli tedbirleri almamız için acı gerçekleri görüp yaşamamız mı gerekiyor?
Depremlerim öldürmediğini,
alınması ve yapılması gereken tedbirlerin ihmal edilerek alınmadığı ve
standartlara uyulmayarak yapılan sağlıksız binaların öldürdüğünü hepimizde çok
iyi bilmekteyiz. Peki, bunları biliyoruz da bu sorunları yaşamamak için hangi
tedbirleri alıyor ve yapıyoruz? Galiba tek yaptığımız havanda su dövmek misali
her olayın ardından bol bol konuşup durmak oluyor…
Bir an önce Türkiye’nin bir deprem ülkesi
olduğu gerçeğini kabul edip yasal düzenlemeler başta olmak üzere alınması ve yapılması
gereken tedbirleri yapmamız gerekiyor.
Afet ve acil durumlarda altın saatler dediğimiz ilk 72 saatte bazı yardımların bizlere ulaşması mümkün olmayabilir. Bu süreci en az kayıpla atlatabilmek herkesin hazırlıklı olmasıyla olanaklıdır.
Deprem anında engelli bireye yardım
etmek onun ihtiyaçlarına uygun özel yöntem ve hazırlıklar gerektirir. Bir doğal
afet durumunda, özel gereksinimli bireyler diğer bireylerden daha fazla
zorlukla karşı karşıya kalmaktadır.
Engelli ile engelli ailelerinin bir acil
durum ya da afette zarar görmemesi ya da en az zararla tehlikeden kurtulabilmesi
için yaşama ve çalışma alanlarını engellilerin ihtiyaçlarına göre düzenlenmelidir.
Engelliler
için yapılması gerekenlerin başında hangi
engeli bulunduğu, sahip olduğu rahatsızlıkları, alerjik durumları, doktorunun
adı, kullanmak zorunda olduğu ilaçları, ortez, protez, işitme cihazı,
tekerlekli sandalye gibi özel tıbbi ekipman ile medikal cihazların ve aile yakınlarının
iletişim ile adres bilgilerini kapsayan, tüm acil durum bilgilerinin yer aldığı
bir kart hazırlanmalıdır.
Hazırlanan kartla birlikte yapılması gerekenler İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında hazırlanan “Engelliler İçin Depremde İlk 72 Saat” kitapçığında şu şekilde yer almaktadır:
Deprem Anında Yapılması Gerekenler:
Bedensel
Engelliler
-Bedensel engelli kişinin kendini koruyup koruyamayacağına dair önceden bir plan hazırlaması ve bu konu üzerine en azından zihinsel bir tatbikat yapmış olması gerekir. Eğer bu kişi deprem anında tek başınaysa, önceden hazırladığı plana uygun şekilde kendini korumalıdır. Deprem anında bulunduğu yerin fiziksel özelliklerine ve kendi engellilik durumuna göre bir pozisyon alarak vücudunu korumalıdır. Burada en önemli konu, kişinin paniğe kapılmamasıdır. Eğer engelli kişi bir yaşam destek ünitesine bağlıysa ve hareket edemiyorsa çevresindeki kişilerin yardımına ihtiyaç duyacaktır. Bu durumdaki bir kişinin, deprem anını en az zararla geçirebilmesi için yaşam destek cihazlarının önceden sabitlenmiş olması gerekmektedir.
Uygulanması
gereken davranışlar şöyle özetlenebilir:
-Tekerlekli sandalyedeyseniz, kendinizi sandalyeden yere atmayın.
-Tekerlek frenini devreye sokun, tutunun. Başınızı korumaya çalışın
-Oturuyorsanız yerinizde kalın ve mümkünse kafanızı koruyun.
-Ayaktaysanız oturun veya düşmeyi engellemek için vücudunuza destek verin ve başınızı koruyun.
-Gece yatarken protez gibi özel cihazlarınızı yakınınızda ve kolay ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun.
Zihinsel
Engelliler
Zihinsel engelli kişilerin deprem sırasında kendilerini koruyabilme yetisi durumlarına göre değişkenlik göstermektedir. Kendini koruyabilecek konumda olanlar, sarsıntının başlamasıyla birlikte hedef küçültmeli ve Çök-Kapan-Tutun hareketini yapmalıdır. Bu davranışın öğrenilebilmesi için basit komutlarla ve sık aralıklarla tatbikat yapılması önemlidir.
Kendilerini koruyamayacak durumda olan veya istem dışı olarak, bulunduğu yerde hareketli veya hareketsiz şekilde kalma ihtimali olan engellilerin deprem anında etraflarındakilerin yardımına ihtiyaçları vardır. Depremden en az zararla kurtulabilmek için bu kişilerin mutlaka önceden hazırlanmış planlarının olması gerekmektedir. Bu engel grubundaki kişilerin, kol veya boyunda taşınabilecek bir künyeye sahip olmaları gereklidir.
Görme
Engelliler
Görme engelli kişi deprem anında, bilmediği bir ortamdaysa ve yanında bir refakatçisi yoksa çevresindekilerden yardım istemelidir. Bu kişi, hedef küçülterek vücudunu korurken aynı zamanda refakatçisi veya kendisine yardımcı olabilecek herhangi bir kişi aracılığıyla, çevreden gelebilecek tehlikelere karşı da kendini koruyabilir. Yanında kendisine yardımcı olabilecek bir kişi olsun veya olmasın görme engelli bir kişinin deprem anında kendini koruması için en büyük silahı duyma yeteneğidir; zira sarsıntı nedeniyle etrafında yıkılabilecek, üzerine düşebilecek veya başka herhangi bir yolla kendisine zarar verebilecek tehlikeleri her ne kadar göremese de olası tehlikelerden bazılarının habercisi olan sesleri duyabilir.
Görme engelli kişi çocuksa, etrafındaki kişilerin yardımına daha çok ihtiyaç duyacaktır. Deprem anında okulda olması halinde kendini korumak üzere Çök-Kapan-Tutun pozisyonunu almalıdır. Bunun yanı sıra öğretmenlerinin veya diğer okul görevlilerinin komutlarını dinlemesi gerekmektedir.
Durumu veya yaşı ne olursa olsun, görme engelli kişinin deprem anında paniğe kapılmaması önemlidir. Bunun için de deprem anında hangi ortamda nasıl hareket etmesi gerektiği konusunda tatbikatlar yapmış olmalıdır.
İşitme
Engelliler
İşitme engelli bir kişi deprem anında kendini korumak üzere hedef küçülterek Çök-Kapan-Tutun hareketini yapmalıdır. Diğer kişilerden farklı olarak işitme engelli kişilerin en çok dikkat etmesi gereken konu, bir yandan hedef küçültüp vücutlarını korurken, diğer yandan gözleriyle dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı sürekli alarmda olmaktır. Üzerlerine düşebilecek cisimler ile yıkılabilecek yapısal olmayan elemanlar, bu kişiler için en büyük sorunu teşkil etmektedir.
İşitme engelli kişi çocuksa ve deprem sırasında okulda bulunuyorsa, öğretmenlerinin ve diğer okul görevlilerinin yönlendirmelerine harfiyen uymalıdır. İşitme engelli kişinin, afet anında varlığını başkalarına duyurabilmek için kullanmak üzere düdük veya benzer bir aleti üzerinde veya yakın bir yerde bulundurması yararlı olacaktır.
Afet anında evde bulunulması halinde dışarıya karşı uyarıcı olmak üzere, görünür bir yere ev içerisinde işitme engelli birinin olduğunu belirten ışıklı bir levhanın yerleştirilmesi uygun olur.
Deprem Sonrasında Yapılması Gerekenler:
Tahliye
Engelli kişilerin sarsıntı bittikten sonra içinde bulundukları yapıdan tahliye olması gerekir. Eğer engelli kişi bulunduğu yapıyı tek başına terk edemiyorsa tahliye işlemi diğer kişilerin yardımıyla yapılmalıdır. Farklı engelli gruplarına göre bu süreç farklı şekillerde gelişebilmektedir.
Deprem sonrasında evinizi tahliye etmeniz gerekirse aşağıdakilere dikkat edin:
-Acil durum çantanızı yanınıza alın.
-Destek ağınızdaki kişilerle iletişime geçin.
-Yetkililerin hoparlör, radyo gibi çeşitli iletişim araçlarından yapacağı uyarılar doğrultusunda hareket edin.
-Koruyucu giysiler ve sağlam ayakkabılar giyin.
-İlaç, kimlik gibi kişisel eşyalarınızı yanınıza alın.
-Evinizi kilitleyin.
-Yetkililerin belirlediği tahliye yollarını kullanın.
Deprem sonrası binada yapısal bir hasar yoksa içeride kalmak güvenlidir.
Eğer
Tahliye Anında Vaktiniz Varsa Şunları Yapın:
-Elektrik, su ve doğalgaz vanalarını kapatın.
-Tanıdıklarınıza nereye gittiğinizi haber verin.
-Evcil hayvanlarınız için önlem alın.
-Tehlikenin geçtiği bilgisi gelene kadar binaya tekrar hiçbir nedenle girmeyin.
Tahliye anında farklı engelli gruplarına göre aşağıdaki konulara dikkat edilmelidir:
Bedensel
Engelliler
Bazı bedensel engelliler bulundukları yapıyı kendi kendilerine terk edebilirler. Bu kişiler, çıkış yolu üzerinde kendileri için tehlike oluşturacak unsurların olup olmadığına dikkat etmelidirler. Gerektiği durumlarda önceden belirlenen alternatif tahliye yolları kullanılabilir. Eğer kişi taşıyabiliyorsa tahliye sırasında acil yardım çantasını da yanına almalıdır.
Eğer bu kişi kendi kendine tahliye olamıyorsa birilerinin yardımına ihtiyaç duyacaktır. Engelli kişinin tahliyesi, engellilik durumuna, yardımcı olacak kişilerin durumuna ve içinde bulunulan yapının hasarına göre farklı yöntemlerle yapılabilir. Tahliye planı, tüm olasılıklar önceden düşünülerek yapılmalıdır. Örneğin tekerlekli sandalyedeki birinin, sandalyesi bırakılarak taşınmak suretiyle tahliye edilmesi gerekebilir. Ayrıca yaşam destek ünitelerine bağlı kişilerin tahliye sırasında bu ünitelere ihtiyaç duyacağı unutulmamalıdır. Solunum güçlüğü çeken bazı kişilerin göreceli olarak kolay bir taşıma yöntemi sayılan itfaiyeci yöntemiyle taşınmaması, dikkat edilmesi gereken konulardan biridir.
Zihinsel
Engelliler
Zihinsel engelli kişilerin tahliyesi önemli oranda diğer kişilere bağlıdır. Bu nedenle, destek ağındaki kişilerin yardımı bu engelli grubu için çok önemlidir. Zihinsel engelliler deprem anında kendini korumakta güçlük çekebilir ve/veya büyük panik yaşayabilir; dolayısıyla bu durum tahliye sırasında güçlükler çıkarabilir. Tüm bu olasılıklar göz önünde bulundurularak önceden tahliye tatbikatları yapılmış olmalıdır. Tahliyede bu kişilere yardımcı olan kişilerin kendilerine de çok dikkat etmesi gerekir.
Zihinsel engelli kişi öğrenciyse ve deprem anında okulda bulunuyorsa, tahliyesi için öğretmenlerinin ve diğer görevlilerin yardımına ihtiyaç duyacaktır. Eğer öğrenciler bir zincir halinde el ele tutuşup tahliye oluyorsa zihinsel engelli öğrenciler bu zincirin farklı yerlerine dağıtılarak tahliye edilebilir.
Görme
Engelliler
Görme engelli kişi deprem anında tek başına veya başka kişilerle birlikte bir bina içinde veya dışarıda da olabilir. Bu kişinin deprem anındaki durumuna göre tahliye sırasındaki hareket tarzı da farklı olabilir. Bu farklı durumların her birinin farkında olunmalı ve her biri için önceden geliştirilmiş tahliye planına göre hareket edilmelidir.
Görme engelli kişi deprem anında bir bina içinde ve kendisi gibi görme engelli diğer kişilerle birlikte (örneğin okulda) ise, bir zincir oluşturularak tahliye olma yöntemi kullanılabilir. Buna göre en tecrübeli ve/veya görme yeteneği diğerlerine göre en iyi olan görme engelli kişiler en önde, ortada ve en arkada olmak üzere, tüm görme engelliler el ele tutuşur. Bu sistemde mümkünse hiç görmeyenleri aralara dağıtmak uygun olacaktır.
Unutulmaması gereken diğer bir konu ise, görme engellilerin işitme duyularının genellikle çok gelişmiş olduğudur. Bu nedenle, tahliyede bir kişinin sesli komut vermesi görme engellilerin yönlendirilmesi için çok iyi bir araç olacaktır. Bu komutun aynı anda birden fazla kaynak yerine tek bir kaynaktan gelmesi, kargaşayı önlemek adına uygun olacaktır.
Görme engelli kişinin, deprem sırasında bilmediği bir yerde, açık alanda olması halinde, bulunduğu yerde kalması daha uygun olacaktır. Bulunduğu yerden başka bir yere gitmeye çalışması zor olabilir. Böyle bir durumda destek ağındaki kişilerden veya en yakındaki profesyonel müdahalecilerden ve devlet kuruluşlarından (polis, muhtarlık, belediye, askeriye, vb.) yardım isteyebilir.
İşitme
Engelliler
İşitme engelliler pek çok durumda tahliyeyi kendi kendilerine yapabilirler. Tahliyeyi tek başlarına yapmak durumunda olmaları halinde kendileri için tehlike oluşturabilecek cisimlere çok dikkat etmelidirler. Eğer işitme engelli kişi çocuksa ve deprem anında okuldaysa, tahliye sırasında öğretmenlerinin ve diğer okul görevlilerinin talimatlarına uymalıdır.
Engelli kişi, tahliyeden sonraki ilk saatlerden itibaren çeşitli konularda yardım ve desteğe ihtiyaç duyabilir. Bu yardım ve destek, kişinin destek ağındaki kişilerden gelebileceği gibi, diğer engelli gruplarından veya resmi ve gönüllü müdahale kuruluşlarından da gelebilir.
Engelli kişinin (varsa) üye olduğu bir engelli derneği veya benzer kuruluşlarla irtibata geçmeye çalışmalıdır. Bu, depremden etkilenen engelli kişinin karşılaşabileceği sorunlara çözüm bulabilmek adına önemli bir adım olacaktır.
Bazı engelli kişiler, diğer kişilerle irtibata geçmek için bir tercümana veya bir cihaza ihtiyaç duyabilirler. Mümkünse kriz masalarından bu ve benzeri konularda yardım istenebilir. Eğer mümkün değilse durumlarını mutlaka resmi görevlilere iletmelidirler. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bu konuda yardıma hazır kuruluşlardan biridir. Depremden sonra kurtarma veya sağlık gibi hizmetleri veren kişiler ise çalışmaları sırasında her zaman engelli kişilerin durumlarını göz önünde bulundurmalıdır.
Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİMSEN)
Engelliler Komisyon Başkanı Ayşe Sarı, depremin ardından yaptığı sosyal medya
paylaşımında engellilerin depremde yaşayacağı sorunlara dikkat çekerek, “Depremde engelli vatandaşların binalardan tahliyesi...
Solunum cihazına bağlı olanların tahliyesi ve cihazların çalışması için
elektrik kaynağı... Evlerinden çıkan engellilerin ihtiyacı olan araç ve gereçlerin;
tekerlekli sandalye, baston, beyaz baston, işitme cihazı, koklear implant
pili... Bunların hazır bulundurulması... İşitme engelliler göçük altında ne
yapacaklar... Konuşma engelliler seslerini nasıl duyuracaklar... Körler, az
görenler... Toplanma alanlarına erişim... Kentsel dönüşüm diyorlar ama acil eylem
planlarında Engelliler ve Yaşlılar yok...” dedi.
SAHİMSEN Engelliler Komisyon Başkanı Ayşe Sarı, deprem gibi doğal afetlerde “Toplanma alanlarında engelli var mı özellikle sorulsa. Kör, sağır, tekerlekli sandalyeli... Adam kördür, beyaz bastonunu almadan evden çıkmıştır. Sağırdır işitme cihazı evde kalmıştır. Tekerlekli sandalyesi evdedir. Toplanma yerinde bu gibi insanlar var mı, sorulur... Solunum cihazına bağlı olup, apar topar cihazdan ayrılıp dışarı çıkarılan var mı, cihaz yanlarında ise bunlara elektrik güç kaynağı gerekir. Ne bileyim... İlçelerde, köylerde... Muhtarlara sorulsun. En azından “Birileri engellilerin ihtiyaçlarını gözetiyor. Biz de bakalım etrafımızda engelli biri var mı?” der... Yüksek sesle “Aranızda engelli var mı?” diye sorulur... İşaret dili tercümanı vardır belki o da toplanma alanında bu soruyu işaret dili ile sorabilir… Sesi duyulmayanların, Sesini duyuramayanların SESİ OLUNMALI bugün...” dedi.
Sözün özü olarak, gerek
ilimizde gerekse de ülkemizde bir daha doğal afetlerin yaşanmaması, insanların
burnunun dahi kanamaması ve evlerinin yıkılmaması en büyük dileğimdir. Her
insanın dileğinin de bu olduğuna eminim. Bu dileklerin gerçeğe dönüşmesi için
yetkililerin artık kalıcı çözümler üretmesini ve yasalarda gerekli
düzenlemeleri yaparak evrensel standartlarda bina yapılmasını sağlamaları
gerekmektedir. En ufak şiddetteki bir depremde dahi yıkılacak bina yapanların
ve buna bilerek ya da bilmeyerek ruhsat ve onay veren tüm yetkililerin toplu
ölüme sebebiyet verme suçlamasıyla yargılanmaları için ceza kanununda da
değişiklik yapılmasının vakti geldi de geçiyor… Bunları yapmadığımız sürece
doğal afetlerde kaybettiğimiz canların ardından timsah gözyaşları dökmenin
hiçbir faydası olmadığı gibi kendi kendimizi kandırıp durmuş oluruz…