Varsa yoksa sağlık, varsa yoksa Corona muhabbeti… Alış
veriş vitrinlerini boşaltmış insanlar, bakmışsın kimse evden çıkmıyor! Yollarda
ölüm sessizliği, yaşamda hareketsizlik, yapılan diyete, spora son. Kimse espri
yapmıyor, kapılar kapanmış ki, evler kabir gibi…
Televizyon açsanız, medyada dolaşsanız… Corona dünyaya
hükümdar olmuş şarkıları, acaba ne zaman ölüm meleği gelecek gibi bekleyiş,
sızlayış… Nefes alıyorsak, hayat kaldığı yerden devam etmeli, insan fıtratının
gereği bu…
Kırk binden fazla insanın öldüğü Gölcük Depreminde
bile, insanlar evlerine böylesi hapsedilmemişti… Deprem olacak da çatlamış
evler de yıkılırsa diye kimse şikâyet etmemişti… O çatlamış binalarda yıllarca
insanlar oturdu, yaşadılar… Ne kadar çığırtkanca devlet buralarda oturmayın
deseler de, o insanlar evlerinden vazgeçmediler. Belki de o evden çıksalar,
başlarını sokacak bir yerleri olmadığı içindi bu yaptıkları. Ancak bu Coronadan
daha kötü bir ölümdü, eğer yeniden sallansaydı toprak.
Tedbir almalıyız, virüsten korunmalıyız, buraya kadar
doğru ama hayattan da kopmamalıyız. Öyle ki hafta sonu maçları seyircisiz
izlerken oyundan hiç zevk almadım. Oyuncularda da oynama isteği yoktu… Hani
yemeği yağsız, tuzsuz yemek gibi…
Eğer ölümün vakti gelmişse, bunu Allah biliyor, ecele
kim mani olabilir ki? Dünyada ki insan psikolojisi bizi neden etkiliyor ki? Biz
imanımızın gereğini yapar ve yaşarız. Biz ölümü Allah’a kavuşma olarak görürüz.
Biz çaresiz dertten ölmeyi şehitlik kabul ederiz. Ölmek, sevgiliye kavuşmaktır.
Elbette sevgiliyi Allah kabul edenler için bu geçerli… Eğer sevgili dünya ise,
kim sevgilisi terk etmek ister ki… Biraz daha yaşayım ister! Hani bazıları sen
öl diyebilir, ama bu benim isteğimle olmuyor, sevgilinin çağırması gerekiyor.
İlk önce tedbir, sonra hastalığımızı başkasına
bulaştırmamak için kul hakkını gözetmek, sonra da var olan ömrümüzle yaşama
kaldığımız yerden devam etmek gerekir. Yoksa yaşama enerjimizi kaybedersek, bu
coronadan daha tehlikeli olur. Bu psikolojik hastalık, insanı insan olmaktan
uzaklaştırır da… Toprağı dikmeli, fabrikaları çalıştırmalı, insanı yaşatan her
şeyi yine insanlığa sunmak için hareket devam etmelidir. Bu kadar sıkça ve
uzunca Coronavirüsü haber yapmayalım, tartışmayalım ki, uzun uzun ne konuşur bu
insanlar da anlamıyorum, sonuçta nedeni belli, ne yapmalı belli, hala konuşmak
da neyin nesi… Sayısal değerler ile ne kadar ölen var dünyada anmayalım.
Hayatınıza kaldığınız yerden devam edin, haydi… Yaşam,
taşıma su ile değirmen dönmez misali dönmeyecek kadar güç ve hareket istiyor.
Saffet Kuramaz