Günbatımı,
Alelacele
gitmeye hazırlanırken.
Belaları
sarmalayan
Sahte
ellerini
Bulaşık
sularında duruluyor,
Gece;
Anka
kuşunun
Çığırtkan
melodileriyle,
Küflü
aşk kelimelerini
Hüsranın
yüzüne döküyor.
Tersinle
melerin,
Alışkanlıkları
yerle bir eden danslarını
Yudumlamak çok
zor.
Tek
başına bozkırın orta yerinde,
Neden
elem rüzgârlarının hedefi.
Sallansın mı?
Yoksa
isyana mı uzansın gelincik çiçeği.
Dile
getiremiyor bir türlü
Hikâyesini.
Unutulmuş
bu iskelede,
Umut
iplerini koparmış,
Eski
bir mavnanın batış trajedisi konuşulur.
Çocuksu
heves güveçlerden ne varsa,
Buralardan
kovulur.
Zaman,
Yüzüme
açıkça söyler
Seni
kaybettiğimi.
Yalnızlığın
elinde kör bıçak,
Sıyıramadı,
Üzerime
deri olan hasretliği… (22 Haziran
2011 tarihli 9.şiir kitabımdan)