Mevsimler pervane, yıllar pek zalim,
Maziye gömüldü, coşkulu hâlim,
Sönmüş bir volkanım, suskuya talim;
Gözlerin çıralı, kıvılcım olma,
Azalmış morali, durgunum Selma!
Aşkın kefenini, biçtim de geldim,
En büyük yemini, içtim de geldim,
Viran Kırıkhan’dan, kaçtım da geldim;
Ey dağlar maralı, yanağı elma,
Sorarsan nereli, sürgünüm Selma!
Kaş etme, naz yapma, yavaştan gel az,
Kirpiklerin oktur, dudağın kiraz,
Kanıma girme hiç, uzak dur biraz;
Namluya sürülü, kurşunu salma,
Ben zaten yaralı, vurgunum Selma!
Misk kokunu verme, esen yellere,
Kaptırma kendini, boş hayallere,
Alışkın değilsin, hazin sellere;
Pembeyle karılı, düşlere dalma,
Sol yanım sarılı, kırgınım Selma!
Ölümüne sevme, düşersin dile,
Yanarsın, kanarsın, çekersin çile,
Hangi yöne dönsen, bakarsın hile;
Tuzaklar kurulu, takılıp kalma,
Kullarla aralı, dargınım Selma!
Sen naif kelebek, gönül incisi,
İrem bağlarının, taze goncası!
Yavaş yavaş çöker, hasret sancısı;
Tenhada dürülü, gül gibi solma,
Dertlerim sıralı, gerginim Selma!
Mehtaplı geceler, sırdaşın olur,
Şiirler, türküler, yoldaşın olur,
Derbeder meykeşler, derttaşın olur;
Sapsarı, taralı, zülfünü yolma,
Ezelden karalı, her günüm Selma!
Kapandı kilidi, sevda köşkümün,
Paslandı kapısı, yitik aşkımın,
Bu gam abidesi, apak baş kimin?
Kırk yama pareli, kalbimi çalma,
Minderim serili, yorgunum Selma!
21.05.2020
Muhittin Alaca