Tel örgülü bir haritada bedenim
Yüreğim kısa pantolonlu bir adanın üstünde
Çarpıyor askılı kemer giymiş bir sokakta
Cebimdeki kaldırımda yürüyor
Senden kalan cıvatası sökülmüş
Gıcır gıcır ağlayan oyuncaklar
Karanlık sokakta iki gözüm yumuk kaldı
Işıl ışıl bir peri masalı diyarından
Gelince sobe sesin
Anacaddeme bitişik nizam olmadı parselin
Gece gibi uzaksın bana
Ay’ın yüzünde gümüş bir çiçek
Hayalde dokunulmaz kuyruklu bir yıldız
Beyaz umutlar gibi uçtun mavi düşlerimde
Kanadı kırılmış trenle geldi kıvılcımlı bulutlar
Sağanak alevden ıslanan
Gölgen bile paslandı imgelerimde
En çok ela gözlerini zımparaladım
Ahraz zamanlarda
Cam yollarda kırıldı gelişin çığlık çığlığa
Mola verdi hasretin uzaklığı kucağında
Her gece kondu yüreğime hasretin
Her sabah kapıma dayandı zabıta kuvvetin
Kestirme, şebekede gözümden akan nehrimi
Yıktırma, içimde oluşan gecekondu şehrimi
Bırak çarpık olsun
Bırak kaçak olsun
Dokunma
Bırak yüreğimdeki parselinde
Hasretten bir şehrim olsun.