Taşımaz oldu ayaklar, beden yorgun
Gece vardiyasında ince sızılar
Dizlere tutkun.
Bükülü beli saltanatın
Dörtnala sevdalarda akarken, yavan
Sayılmakta şimdi nal sesi
Adımını kısaltan atın
Arada birkaç tık
Ne tırıs ne rahvan
Kararsız yürek, yokmuşça kimsesi
Dağ gibi günahların getirdiği vehim
Çöken köprücüklere, ruhta
Nasıl kırılmadı da, onca sehim
Asılı kaldı elli yıl
Sabır çekiçlemiş mıhta.
Gözleri harelemiş morluk
Alındaki topoğrafyası ömrün
Bedene yayılan teslimiyet, ılık
Ve tepelere bindiren amansız kar
Ömür dediğin,
Vadide yankılanan ıslık
Ömür, tepeleme sığlık
Ömür bir an,
Bir çığlık...