Gözlerini açmıştı, sıcak bir tünelde,
Burda sürerdi yaşam, kışları genelde..
Labirente benzeyen, çok koridor vardı,
Yanyana geçmek için, ne kadar da dardı..
Yüzlerce arkadaşı vardı turlayacak..
Sıkılır bulamazdı, birşeyler yapacak..
`Yaz gelse de çalışsak` derdi büyükleri..
Rüyasına girerdi, hep dinledikleri..
Cennet gibi bir yerdi ona anlatılan
Görecek bin türlü şey vardı anlaşılan
Kuşlar, çiçek, böcekler, bir sürü de insan
Sabırsızlanırdı hep, geçmezdi ki zaman..
Büyüyerek güçlendi düşünüp yazları
Yenice farketmişti, serpilen kızları
Biri vardı sevdiği incecikdi beli
Gördüğünde coşardı hemen alomeni
Emeli biriktirmek, ambar dolu azık
Evlenmek düşlüyordu, garibim, ay yazık..
Yaz boyunca çalışır, yük olmaz pedere
Kışın olurdu bekçi, belki de kilere
Güçlüydü,kuvvetliydi,’Naim’iydi alemin,
Çeneyle kaldırmıştı, koca devi demin
Günü geldi toplandı,çıkışta tüm ekip
İşe çıkacaklardı,yuvayı terkedip
Bizim aşık en önde, kendisinden emin
Kurtulmazdı elinden, hiç birşey azminin
Neler duydu küçükken, büyüceklerinden
Heyecanlandı birden, göreceklerinden..
Son kapıyı da itip, güçlü çenesiyle
’Haydi gidelim’ dedi, bütün neşesiyle
Ne parlaktı gökyüzü, şaşırdı bu işe
Büyülenmişçe baktı, doğal görünüşe
Sıcağını tatmadan sabah güneşinin
Gölgesini tepede, farketti meşinin
Potiniydi bu meşin, hoyrat bir amcanın
Ne bilsindi aşkını, ezik karıncanın?
Kendimizce yaşarken, düşünmemiz gerek
Ne hayatlar söndürdük biz istemeyerek
Dikkat et KOCAAYAK,söndürme ocakları
Ders olsun karıncanın, bunca yaşadıkları