Tanıyamadın daha hayatı
Tırmanmalıydın yükseklere vakitlice
Daha ucundayken taburenin
Geçmeliydin padokta siyah atı
Çığlıklar yükselirken hipodromda.
Birikmeliydin boşluklarında ömrün,
Kesmemeliydi önünü hiçbir mâkûs tabu senin
Düşler kurarken salaş bodrumda.
Yavaş yavaş tadını almalıydın her zerrenin
Yeri yoktu suçunda şimdilik, özrün
Sabrın işiydi,
Telafisi olmak usta busenin
Günahı da olmazdı nasılsa birkaç kerrenin.
Çok küçüktü daha omuzların
Gururunu okşayacaktı dönen başlar
Gözünü açacaktı süzgün gözün, körün
Hırıltısını susturacaktı domuzların
Bilgece yayılan edan bile, ortama üstünkörün
Geç bunları
Yapamadın hiç birini daha
Maymunu olmamıştı henüz kimse
Çamuru bulanmış
Havuç görünümlü ithal muzların
Isırılmak da vardı ama tavşan dişiyle belanın
Belki de çirkin bir dönem başlar,
Günah ıslatır yüzü belki, yağmuru kullanmış
“Sırat köprüsünde nefsi insanın”
Harcı değil “nefsi kuzuların”
Hakkından gelmek, kendini aşan dişiyle belanın
Geç bunları,
Geç..!
Bilmediğim şeylerden bahset bana
Nasıl ürpermez içim anlat,
Çekirdek bulaşmış dudağıma uzanırken parmağın,
Dalgalara uzanmış ayaklarımızı, birbirine vurdururken serin.
Nasıl yırtılır anlat,
Avuçlarını kokladıkça sinüslerimi sarmalayan
Göbek bağı kadar
Tarihi eski ağın.
Yanağı okşayan saçlarından tetiklenmiş
Kendine sözü geçemeyen biçare şerare
Kaç yıl daha bekler bu mesafeden sonra, anlat
Her şey için geç artık
Zaman tükendi pare pare
Gücüm yok, sabrım diklenmiş
İşaretini bekliyorum mahmuzun
Umutlar ki çökmüşken tabana
Amok koşusu son çare
Surlarını tahkim et şimdiden
Yarın bile geç,
Çok geç