Online Üye
Online Ziyaretçi
Demem o ki;
Bu dil-i geçmiş zamanlar ve
Bu aymazlık kökü sökündür
Kaç kına kurudu yaz gelinlerinde
Erguvan sırtını dayadı rüzgâra
Eril eril…
Bu ceviz kokusu
Ruhuma sinmiş
Üzerinde güz gazellerinden
Nihavent ekmek/
Ve!
Teştte yunmaz artık çocuklar
Mevsim dar/
Turnalar göç
Leylekler öç
Alıyor/
Kavaktan…
Salındım;
Ölmüşlerimin ruhuna
Cesaret tepesine/
Ellerimde kuru karanfil çıkını
Yüzümde aynı kaygı
Gözlerim ağlamaya
Konumlu…
Ve!
Eylül dedim
Daha kaç tel saç dökeceksin
Daha kaç kır bu saçımdan/
Daha kaç ölü…
Bağırdım
Bağırdım
Rüzgâra karıştı
Konçerto…
Lirik tenor eslerimden…