Elinde gücü olan diğerine zülüm etmeye, baskı kurmaya devam ediyor. Zülüm olsunda buna sebep bulmak çok kolay. Herhalde insanlara rahatlık batıyor… Duygudaşlık zor geliyor… Kimse kendisinden başka bu dünyada yaşayan insan olmasa, bir kötülük yaptığında ona muhalefet eden ve dur diyen olmasa hayat aslında o zaman çekilmez olacaktır, bunun farkında da değildir. Düşünsenize her şey elinizde olsa, cennette gibi yaşasanız çekilir mi bu dünya… Asla! Eğer bu dünya cennet olsaydı yaratan zaten ölümü bize tattırmazdı. İnsanlar bozulmasaydı, kötülük işlemeselerdi, günahlar olmasaydı zaten dünya olmazdı. Zaten Mevlada kimsenin günah işlemesine karşı değil, yeter ki onun rahmetini, varlığını, Ona kesin dönüş olan tövbeyi samimiyetle yapabilirse!
Bu dünyada bütün problem, Yaratanı tanımayan ve kendisini yaratan gibi gören bir dünya düzeninden kaynaklanıyor. Kişiler Allah’a şirk koşmakla ve karşı gelmekle, kendi düzenlerini insanlara kabul ettirmeye çalışmakla, yaşam terazisinde dengeleri bozuyor. Acımasızlık, gaddarlık, eşkiyalık ve şiddet dünyaya hakim oluyor. Bu diretmeye karşı savaşılıyor ve doğu bloğu, Berlin Duvarı yıkılıyor lakin başka duvarlar, başka isyanlar yeniden yerini alarak düzen başka bir yerden çatlak bularak zülüm devam ediyor.
Kaç gündür Doğu Akdeniz’i konuşuyoruz. Nasıl olduysa iki km yakınımızda ki Meis adası Yunan’a verilmiş, içine asker dolduruyor, cumhurbaşkanı bu adayı ziyaret ediyor, adeta bize gözdağı veriyor. Savaş tamtamlarını çalıyor. Hakkı olmayan enerji kaynaklarını aramamıza engel olmak için her şeyi deniyor ve yapıyor. Yıllarca insanlıktan bahseden bir AB, ona sığınmaya çalışan mültecilere karşı elinden gelen kötülüğü ardına koymuyor, bize kafa tutan Fransa, o mültecileri ölümden kurtarmak yerine İngiltere’ye gitmeleri için zorluyor. Öyle ki herkesin kendi ülkesi ve ona göre yaşaması gereken bir vatan varken, başka ülkelerin yaşama alanlarına girerek onun ekmeğini kapmaya can atıyor. Kendine göre adalet çizen bu ülkeler zülüme devam ediyor ve ona direnen halklar uzun süre sıkıntı yaşıyor. Tarihte aynı topraklarda değişik adlarla krallıklar varken onlar bu düşünceyle topraklarını kaybederken, geçmişinden ibret almayan aynı halkın torunları benzer akıbeti yaşamak için şerleri ve adaletsizlikleri yaşamaya can atıyorlar ve bu zinciri devam ettiriyorlar.
Allah’ın, Yaratanın ipine sarılan her insan, devletinin ve yaşam düzeninin varlığını uzun süre devam ettiriyor. Endülüs, Selçuklu ve Osmanlı bunun en güzel örnekleri. Bu devletlerin yıkılış nedenleri, kesinlikle Allah’ın adaletinden uzaklaşmaları ve asla tövbe etmedikleri günahların içinde kalmalarından olmuştur. Allah’ın kabul etmediği, kardeşliğin bozuluşu, Allah’ın ilmini aramayışları, Kur’an öğütlerine kulak asmamaları ve nihayet insanların tesis ettiği kanun ve nizamlara tevessül etmeleri, sonlarına vesile olmuştur.
Hiç kimse bu dünyada cennet aramasın, yok çünkü. Olsaydı Kur’an bize müjdelerdi. Öbür dünyada cennet olduğunu söylemezdi. Ancak cennet ehli insan olmaya gayret etmemizi öğütler, mükemmele yakın insan olmamızı söyler ve huzuru yakalamanın başka bir boyutunun olmadığını açıklar. Sıkıntılar olacaktır der ama bunun çok kısa sürdüğünü, bu sebeple acıyla karşılaşıldığında bunun rahmet olduğunu kabul edip isyankar bir yaşamın yapılmaması gerektiğini vurgular. Her olay, iş veya paylaşım kişinin düşüncesine ve uygulamasına bağlı olarak değil, Kur’an göre, onun adaletinin sunduğu çerçevede yapılması gerekliliği bizim huzurumuza anahtar olarak sunulmaktadır.
Aşkın yalnızca ilahiye yönelmesi ve bu aşk ile sevginin insanlarla paylaşılması adaletin temel direği olacaktır. Allah için ne yaparsak kendi iyiliğimiz ve huzurumuz için olacağından, bunu herkes aynı duyarlılıkla yapacağından adalet sistemi bozulmayacak, zülümde kendiliğinden yok olacaktır. Esas zenginlik ve liderliğin Allah’a boyun büken ve yalnızca ondan korkan; her yerde görür ve gözetler düşüncesiyle insanı haya sahibi yapar ve mümkün mertebe günaha ve kul hakkına insanı yönlendirmez. Kişiler kardeş olur, çıkar beklemez, neyi varsa paylaşır ve mutlu yaşamı tesis eder. 15 Temmuz darbesi gibi zulme dur der ve güçlü bir devlet olur. Sonuçta Doğu Akdeniz, Libya, Suriye, Irak gibi ülkelere bu adalet tesis edilir ve insanlık bir nefes alır. Kim Allah’a meydan okur ki… Kim Ona güvenirse başı öne eğilir ki?
Yaşasın adalet bilmeyen ve zülüm eden zalimlerin, hala ben diyen kafirlere cehennem…
Saffet Kuramaz