İslam inancında ölen kim olursa olsun ardından iyi ya da kötü konuşmamak gerekiyor. Bu sünnettir. Ölen ne amel işlediyse, artık onun sorgusu bu dünyada değil, öbür dünyaya taşınmıştır. Ölünün nasıl kimliği siliniyorsa, bıraktıkları miras diye paylaşılıyorsa, şahsı unutulup hatırlanmıyorsa, yaptıkları ve verdikleri zararda/yararda unutulmalıdır. 4*4 bayrak yarışı gibi, her bayrağı eline alan kendi etkisini yarışın içine yansıtmalı ve kendi zamanının gereği neyse en doğrusunu yaşamalıdır.


Yine İslam inancına göre, En’âm Suresi 108. Ayette,  “Allah'tan başkasına tapanlara ve putlarına sövmeyin; sonra onlar da bilgisizce, düşmanca Allah'a söverler. Böylece biz her ümmete kendi işlerini câzip gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. Artık O ne yaptıklarını kendilerine bildirecektir.”  denildiği gibi, kimsenin yücesine ve değer verdiğine küfredilmemesi, inandıklarına saygı gösterilmesi gerektiği açıkça Allah tarafından söylenmiştir. 


Müslüman kişinin ne rızık korkusu, ne insanlara karşı güven eksikliği, ne de düşmanlık-dinini yaşamasına engel olması dışında, kin, gurur ve kıskançlık beslemesi söz konusu olamaz. Nice kafir dediğimiz kişiler tövbe edip de iyi bir Müslüman olabilirler. Tersi durumda ise, nice salih dediğimiz Müslümanlar ise kafir olabilirler. Ne oldum değil ne olacağız demeliyiz sonuçta. Ölene kadar kötülüğün, şerrin zararlarından sakınmak için Allah yolunda dosdoğru olmak ve yaşamak zorundayız.


Müslüman kişinin tek hedefi Allah rızasıdır. Her yerde Allah’ın kendisini gördüğünü, işittiğini-haya sahibi bilerek yaşayan kişidir. İnsanları kandırabilir, onlara zarar verebilir, dinden ve imandan çıkarmak için elinden geleni yapabilir ancak Allah’ı yanıltamayacağının farkındadır ve bu yüzden de amelini Allah’ın takdir ettiği şekilde yaşamaya devam ettirendir. Kötülüğe gideni uyarır, ancak bundan vaz geçmiyorsa, ilişkisini keser, onun bu vasıfının kimseye zarar vermemesi için bir kez olsun etrafını uyarır. Ne uyarıda ne de öğütte insanları bıktıracak düzeyde ısrar etmemelidir. Herkesin ameli kendinedir, sonuçta. Kişiler bu uyarıya göre yaşar ya da yaşamazlar, bu onların tercihidir. Biz üzerimize düşeni yapmanın rahatlığı içersinde yaşamımıza kaldığımız yerden devam ederiz.


Ölen ölmüştür, kalan yaşamaya devam eder! Müslümanın tek hedefi Kur’ana göre yaşamak ve Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bunun dışındaki her şey kişiyi harama ve yanlış yollara sevk eder ve kaldıramayacağı hayatın içine sokar. Sonuçta herkes ölecek, bu dünyadan ameli dışında bir şey götüremeyecektir. Amelini, Allah’ın razı olduğu kişilerle paylaşarak, onları severek süslemelidir. Çünkü, İnsan bu dünyada kimi seviyorsa, peşinden gidiyorsa, onunla diriltilip, sorgulanacağını ve onunla aynı akıbete düşeceğini unutmamalıdır.


Saffet Kuramaz

( Ölenle Uğraşmanın Kime Faydası Var Ki başlıklı yazı safdeha tarafından 21.09.2020 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu