Çocukluğumdaki Anılarla Bir
Gezinti 1
Çizgi Roman Dünyam
Bugün çocukluğuma
giderek okuduğum o çizgi roman dünyada gezineceğim sizlerle. ilk örneklerini gazetelerimizde
okuduğum, ardından dergilerde okumaya devam ettiğim bir dünya... Çok daha
önceden beri basında 1970’ler de bol okuyucusu olan yüzlerce çeşidi ile
dünyamızı saran bizi bambaşka dünyalara götüren gönlümde apayrı bir yer bulan
karikatür dediğimiz çizim dediğimiz, yerli çizgi roman üretiminin gazetelere geç
yansıması ayrı bir araştırma konusu… Bunun en büyük nedeni, okuyucuların birkaç
satır değil sayfa sayfa okuyarak okumanın zevkine varmasından kaynaklanıyordu.
Çizgi roman dediğimiz dergileri eline alarak sayfalarca okumak ve gazetede
küçük bir yarım sayfayı doldurmayan karikatürle doyuma ulaşmak o zamanalar da
kolay değildi… Tarkan Sezgin Burak’ın yerli üretim olmak zorunda olan karikatür
sanatın o dönemlerde en zirvede olduğu dönemlerdi, sonrasında Gırgır, Teksas, Tommiks,
Zagor… Güncel olma kaygısı olan her hafta yeni bölümleriyle yayınlanan hazır
dış malzemenin bolluğundan olsa gerek okumanın doruklarını yaşardım. Maceralarla
dolu olan ve çizgi roman okuyucuya sonsuz ve ekonomik bir arz ortaya çıkarması
adına, çok ucuzdu.
Gırgır dergisi mizah
dolu sayfalarıyla gündeme ilişkin tespitleriyle ile mizahtan çizgi ağırlıklı
bir yapıya geçen mizah dergiciliği de kendi içinde bir çizgi roman ağırlıklı
olarak gelişmeye başladı. Mizah dergilerindeki çizgi romanlar gibi sürükleyici anlatımıyla
mizaha, ya kısa vurucu hikâyelere sayfalarını dolduruyordu. Pazar günlerini
sabırsızlıkla bekler her sayısın kaçırmadan büyük bir zevkle neşeyle okurdum.
“Tarkan,
diğer çizgi romanlar gibi seri üretilmedi, geniş aralıklarla çiziliyordu. Bu
yüzden üstünde uğraşılarak, titiz bir şekilde hazırlanıyordu. Avrupa tarzı
çizgi romanlar gibi, neredeyse yılda bir öykü çıkıyordu. En beğenilen
serüvenleri, intikam peşinde koştuğu ``Gümüş Eyer`` ve "Altın
Madalyon" oldu. Tarkan`ın asıl karakterini bu serüvenler anlatır. Gülmez
yüzü, hedefinden şaşmayan, vazgeçmeyen kişiliği bu öykülerde öne çıkar.
Tarkan, 1970`ten başlayarak dergi olarak yayınlanmaya başladı.
21 Temmuz 1967`de ``Margus Kalesi`` ile başlayan Tarkan`ın, 1978`de yarım kalan
``Milano`ya Giden Yol`` adlı serüveni de dahil olmak üzere on dört serüveni
vardır..”
Tarkan
Serüvenleri
HONORYA`NIN YÜZÜĞÜ
KORKUNÇ TAKİP
MARIO`NUN KUŞLARI
ALTIN MADALYON
GÜMÜŞ EYER
KUZEY CANAVARLARI
BAYRAKTAKİ CANAVAR
KURT KANI
VİKİNG KANI
MARS`IN KILICI
GÜÇLÜ KAHRAMAN
DEHŞET KULESİ
MİLANO`YA GİDEN YOL
Çocukluğumda her hafta Tarkan’ın
çıkacağı Çarşamba günün iple çekerdim, illaki okumak için Rabbim yardım eder
bir yolunu bulur alır okurdum. İçimdeki o okuma aşkı şevki sıcaklığını anlatacak
kelimeleri bulamıyorum. Bunun ne anlama geldiğini idrak edebilmek
ancak kendini aşkla okumaya adamakla aşkla okumakla mümkün oluyordu, başka
türlüde açıklaması da olmuyordu, okuma aşkının ne anlama geldiğini… Devam
edecek inşallah
Mehmet Aluç