KONUMUZ ÜLKE EKONOMİSİ
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 24 Kasım 2020
Konumuz ülke ekonomisi derken, şunu da
söylemem gerekiyor. Banka faizleri
düşerde, vatandaşlar paralarını altına dövize bağlamak için, altın, döviz bürolarına koşmaz mı?
Ülkemizde mal ve hizmet alımları da,
döviz ile olunca, ortalık ne olur.? Halk tabiri ile, Kel Alinin Bağına döner.
İşte döndü Kel Ali’nin Bağına. Ayıklayın bu pirinci, ayıklayabilirseniz.
Bugün sohbet köşemde faizlerin düşmesi
ve döviz fiyatlarının yükselmesinde, ülke ekonomisinin dengesiz hale gelmesi
konusunu anlatmaya çalışacağım. Bütün çabam
ülkemin yaşanılır hale gelmesi, ekonomimizin dengeli gitmesidir. Ben bu
konuda uzman birisi değilim. Fakat ortada gözle görülen gerçekler vardır. Bu
gerçekleri gücümün yettiği ve dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım. Daha
önce de yazmıştım. Sesimi hiç kimse duymadı, yine yazıyorum. Şunu da
hatırlatmak isterim. Rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde
banka faizlerini serbest bıraktığında,
ortalık güllük gülistanlık idi. Ülkemizde
mal ve hizmet alımları, çok dengeli bir
şekilde devam ediyordu. Tansu Çiller Başbakan iken, devlet bankaları
boşaldığında, çareyi banka faizlerini yükseltmekte bulmuştu. Ülkede mal ve
hizmet alımlarını bu şekilde dengelemişti. Sesimi yöneticiler lütfen duysunlar
diyorum. Bu ülke bizim ülkemizdir. Sığınacak başka bir yerimiz yoktur, olmaz
da, olamaz da.
Devlet politikasının bazı artılarını,
eksileri silip götürüyor. Acaba bunu devlet yöneticileri fark edip gerekli
tedbirleri alıyorlar mı? Bugün 20 kasım 2020 tarihi itibarı ile Cumhuriyet Altını
3.062 TL Amerikan doları 7.6261 TL Euro 9.0571 TL. Başını almış gidiyor. Güya
döviz fiyatları altın fiyatları
düşmüş. 1972 tarihinde ben devlet memuru
idim. Benim maaşım 400 TL 10 Kuruş idi. Cumhuriyet Altını ise 80. TL idi. Maaşım 5 adet
Cumhuriyet Altınına denkti. Şimdi ise maaşım bir Cumhuriyet altını etmiyor.
Muhterem devlet yetkilileri, dar gelirliler ev-araba-araç ve gereç alsınlar diye faizleri düşürdüler. Dar
gelirliler krediye yönelince müteahhitler ev, daire fiyatlarını iki, üç katına
çıkardılar. Eğer faizler yüksek olsaydı, parası olan vatandaşlar altına dövize
yönelmezlerdi. Altın ve döviz fiyatları da bu kadar yükselmezdi. Devletin
bankalarında da, boşalma söz konusu
olmazdı..Ülkemizde esnaf ve tüketicilerimiz döviz ile alış veriş yapıyorlar. döviz
fiyatları yükselince, elbette mal ve hizmet alımları iki katına da, üç katına
da çıkar. Ben buradan devlet yetkililerimize sesleniyorum. Faizleri yükseltip
bu gidişe dur demeliler. Eğer müdahale edip de faizleri biraz olsun yükseltmezler
ise, durum çok vahimdir. Görüyorsunuz, her şey meydandadır. Alacaklarımız ateş
pahasına çıkmış.
Saygıdeğer okurlarım işte devleti
yönetenler hesapları doğru yapmazlarsa, artılarını eksileri silip götürür. Hani
bir tabip hastasına ilaç yazarken, yazdığı ilacın yan etkilerini de, dikkate
alırlar. Bizim yöneticilerimiz ise bu hesabı yapamıyorlar mı? Yoksa bir kesimi
zengin etmeyi mi düşünüyorlar? Bunu da bilemiyorum. Aklım tamamen karışıyor. Ülkemiz
ve ülkemiz insanları zor duruma düşünce, üzülmemek elbette elimizde değil. Hep
kötü günler mi yaşayacağız diye kafamda atıp tutuyorum. Sevgili peygamberimiz
“Komşumuz aç iken, tok yaşayıp, açları düşünmeyen bizden değildir” gibi güzel
sözler söylemiş. Bu gün bizler de onun ümmetiyiz. Faiz günah olsa da, faizi yok
edemezsiniz. Günümüzün şartları da farklıdır. Faiz veren bankalarımız, zarar
değil, kar ediyorlar. Şartlar tamamen değişti. Alış verişlerin hepsi dövize
endekslidir. Döviz fiyatları yükselince piyasalar allak bullak oluyor. Şu
durumda her şey başını alıp gitmiş, Devleti yönetenler bu durumu görmeliler ve
banka faizlerini yükseltmeliler. Yoksa bu gidiş kötüye gidiyor. Mal ve hizmet
alımları duruyor. Eğer banka faizleri azıcık yükselmez ise, mal ve
hizmet alımlarında ülkemiz insanları çok zor durumda kalacaklar. Zaten
zor durumdalar. Bunun bilinmesini ve zaman
çok geçmeden, gereğinin yapılmasını bekliyorum. İnşallah her şey iyiye
ve güzele doğru gider.