Gülüşlerin ısıttı, içimdeki ayazı,
O nadide bakışın, yüreğime aşıydı.
Yılların kışı bitti, seninle gördüm yazı,
Sevincim, mutluluğum cennetin telaşıydı.
Yorulan gecelerim sabahlara uyandı,
Hasılı bir dinginlik sarıverdi bedeni.
Mutluluk kapıdaydı, her şey ayan beyandı.
Dedim ki doldurdun sen acılarım vadeni.
Rüzgarınla gözümde yağmurları dindirdin.
Yanağıma sevdanın busesini kondurdun.
Aşk denilen bu iksir, aldı ömrün aczini.
Ruhumda ki muamma, veda etti cefaya.
Çiğnedim şu feleğin, keder dolu izini,
Taşıdığım duyguyu, konuk ettim sefaya.
Her günün, her gecenin, rengi mavi boyalı.
Varlığının semahı dokununca özüme,
Tarifsiz bir ateşle, uykulardan ayalı,
Düşler gerçek olunca, güneş doğdu gözüme.
Rüzgarınla sağanak yağmurları dindirdin.
Geldiğin günden beri korkuları sindirdin.
Reva görülen lütuf, kor olup cana indi.
Gönül dağı engindir, ummanı kıskandırır.
Mecnun bilir halimi, o ki Leyla'ya yandı.
Bahşedilen o lütuf, hem yakar hem
yandırır.
İki deli tay gibi, akıp gittik deryaya.
Papatyalar bizimle sevgiyi hecelerken,
Tutam tutam yıldızlar, savurduk şu
dünyaya.
Gökkuşağı inip de, bizimle gecelerken,
Rüzgarınla gözümde yağmurları dindirdin.
Haydi toparlan dedin, al bir ata
bindirdin.
Kul Fikret her dem aldı, on dört şubat
tadını,
Derd-i gamı unuttu silip geldi
yanına.
Gonca güllerle yazdı defterine
adını,
Dalından koparmadan alıp geldi
yanına.
Tasviri anlatılmaz, erdiği bu
baharın,
Hiçbir şeyde hazı yok sana olan sevginin
Gün, ay, yıl fark etmiyor ne bugün ne de
yarın.
Gücü yetmiyor inan, güzel sözün, övgünün.
Rüzgarınla gözümde yağmurları dindirdin.
Maviyle tanıştırıp, göğü yere indirdin.
Mehmet Fikret ÜNALAN (Kul Fikret)
13 Şubat 2021 Saat 07.30
Güzelçamlı/Kuşadası