Ömrümce peşinden, koşturdum durdum,
Bir insan daha kaç, ile sürülür?
Gelene, geçene, hep seni sordum,
Bir insan daha kaç, kula sorulur?
Her sıcak bakışla, depreşti solum,
Sandım ki seninle, kesişti yolum,
Sevinçle açıldı, kavuştu kolum;
Bir insan daha kaç, ele sarılır?
Sabır çektim yanan, bağrımı ovdum,
Çok uzun, hep hüzün, hazanlar savdım,
Hatıran diyerek, koklayıp sevdim;
Bir insan daha kaç, güle vurulur?
Aldırmadan gözden, akan yaşına,
Türküler yakarken, hilâl kaşına,
Mızrapla vururken, sazın döşüne;
Bir insan daha kaç, teli paralar?
Nerede verilen, ahitler, sözler?
Kayboldu ortadan, samimi yüzler,
Yıkıldı hayaller, silindi izler;
Bir insan daha kaç, çile sıralar?
Sevda zincirinde, en kavi iptim,
İncindim, inceldim, yüz yerden koptum,
Çınardım, kurudum, yarıldım, keptim;
Bir insan daha kaç, yelle serilir?
Bitti mi o rüya, peri masalı?
Gönül biraz buruk, biraz tasalı,
Okunup katlanan, ferman misali;
Bir insan daha kaç, elle dürülür?
Yükledin sırtıma, hasretten şelek,
Yüreğim sızlıyor, ciğerim elek,
Vuslatsız dönüyor, şu çarkı felek;
Bir insan daha kaç, yıla darılır?
Büyük bir yangının, külü gibiyim,
Sahra’nın yağmursuz, çölü gibiyim,
Yâr sensiz, nefessiz, ölü gibiyim;
Mevtaya daha kaç, sela verilir?
02.05.2021
Muhittin Alaca