Yorulmuşum gibi ama bezginlik
aslında
Bezmekten yorulmuşum adını
unutmuşum
Dikeni olmayan, çiçekleri açmayan
kaktüs olmuşum
Sağır bir kedi, kör bir köpek gibi
Nereye döksem başımın içindekilerini
Ellerinde yüreğini taşır gibi bir
kol saati
Zamanı durakalmış her anı her
salisesi
Kendimi tanımayan bir adam gibi
giyiniyorum
Bilmediğim sokaklarda bildiğim bir
şey mi arıyorum
Engin bir kuyuya düşmüşüm kendimi
Yusuf sanıyorum
Sinek ısırıklarına bakarak yaramı
Eyûb gibi sarıyorum
Var mı sözün susmaktan başka
Ellerini açar da ister gibi
duvarlardan hatıra
Artık susuyorum senin ağlarken
dinlediğin şarkılarda
Hakkım var aslında kendime bağırır
gibi yutkunmaya
Dilimde acı bir tükürük ne
yutuluyor ne de düşüyor kaldırıma
Oysa bir kuş olmak isterdik, bir
çiçek veyahut gübre ya da dal aslında
Ezilmek uğruna vurulmak uğruna
sevda bahanesiyle kabahat olmayacakmışçasına
Vatan uğruna, sevda uğruna ama bir
anlık heves gibi geçen sokaklardan tramvaylarda
Artık hiçbir resimde çizilmiyorum
bu halimle senin defterine
Adım geçmiyor bilmem kaç bin dokuz
yüzlük altmış dörtlük satırlarında
Hatırlamadıklarımı yazıyorum
aslında
Sen susarak durur gibi karşımda
Gözlerinin içine bakarmışçasına
Bir mevsim gibi geldin baharlardan
yapraklarıma
Yağmur damlası gibi geçtin gittin
başka topraklara
Bir rüzgar fısıltısında senin sesinden
başkası değildir dinlediğim şarkı
Sensindir, senden ötesidir belki
ama şüphe duymazmışçasına
Sırtımda bir yük gibi binerken
hayat kadınlarının namusu
Bir şiiri onlar için harcıyorum diye
kızma bana
İnsanken insandır aslında insan insanlıktan
kendine kaldıkça
Yüzüme tükürür gibi bu yağmurlar
senden sonra
Gözlerimi kapatarak, vermediğim
nefesleri soluyarak
Dilim rızkını arayan kuşlar gibi
dışarda ama değmiyor tek bir damla
Vur beni istersen ama kanlarım
akmasın bir cinayet uğruna
İçime saklan bulamasınlar seni
İntihar desinler, depresyon desinler
umudu yakarmışçasına
Ümit ediyorum; sana kavuşacakmışçasına...