Yazılarımda çokça trafik hatalarından bahsettiğim için okullarımı sıkıyor
muyum diye düşünmeden edemedim.
Sonra bir daha analiz ettim. Bahsettiğim trafik hatalarını benim okurlarımın
da yaşadığını ve bunun dile getirmesi gerektiğine karar verdim. Eğer bölünmüş olmayan bir yolda seyrediyorsanız
kendi şeridinden gitmeyen birçok araçla karşılaşacaksınız. Kendi
yaşadıklarım üzerinden örnekler vereceğim. Birkaç gün önce 5 km uzaklıkta bir
yere varıp gelecektim. Keskin bir dönemeç vardı. O dönemece girdim karşımdan
biri benim şeritten uçup gelmekte. Biraz daha ileri varınca birisi düz yolda
benim şeritten geliyor. Kendisine hızlı hızlı selektör yapınca elini açıp ne
var… “Biraz daha öyle gelirsen kaza var.”
On dört Temmuzda aşı için ilçeye gidiyordum. Çok dik bir rampayı çıkmaya
başladığımızda önümdeki aracı geçmem gerekti. Sinyalimi verip geçmeye başladım.
Aniden önüme doğru yolu ortaladı. Şarampole yuvarlanmakla onun arabası arasında
kaldım. Sert bir fren ile geriledim. Tekrar arkasından yaklaştığımda yolun tamamının
kedinin olduğunu zannettiğini fark ettim. Yol vermiyor. Biraz kendi şeridine
giderse çoğunlukla ortalayıp gitmekteydi. Kazanın eşiğinden dönünce korkudan
yüreğim ağzıma geldi. Uzuun bir korna basmak sureti ile yol alabildim.
Şimdi birde kamyon şoförlerine gelelim. Benim bulunduğum yerde yolun birçok
yeri dar. Bir kamyon ile karşılaşınca kamyon yolun kenar çizgilerinden içten
giderse benim yoldan çıkıp beklemem gerekiyor. Kamyona yada ağır vasıtalara yol
vereceğimiz zamanlar olur. Yüklü yokuş yukarı çıkıyor ve yol daralıyorsa orada
yol vermeliyiz. Düz yolda yol daralıyor kamyon hiç hızını kesmeden senin şeridi
ihlal ederek geliyorsa bu bir cinayettir.
Arabayı kendi şeridine sığdıramayanlar araba kullanmasın