Asitli asitsiz farketmez nektarin suyu ve gazoz severdin sen
Isvec sarisini ve orta asya esmeri soy karisimi  basibos siteplerden allara yesillere
Kismetini karalar baglayarak onulmaz caresizliklerin kuru agaclarina
Ve sakli gizli kuytu koyak cekmecelerine bölmelerine degil
Kendi basina yapayalnizligini ceken ceviren dümenden dizginden
Yola düstügü her göz ve gönül diyarini toza dumana katarak
Ipini yerden göklere koparmis ucurtmalara denk
Kalbini  aklini arzusunu ve sevgisini cagiran topraklara süzülen yagmur damlsi
Ve dönüp dolastigi dünyalarin atesine ocagina külüne salinip inen tül gibi
Varip kucaklastigi aska döüsün kiz kisragiydin
Seni bana diye cagira söyleye
Tabagina cerez lokum narenciye findik fistikli yemis
Kulplu kulpsuz sürahisine ve bardagina su ve mesrubat koyardik sevismeler boyu
Yer iceriz diye
Farkeder miydin bilmem o sedaya sarhos darmadaginda, saran kollari,
Cakmaksiz cirasiz tutusan halleri
Hic susmadan konusan dilleri
Oynasan gölgelei ve boydan boya istek ve arzulari da vardi
Susup sefasina odalardan köse bucaklara sessizligin sinip yayildigi
Ayna tanik, cicek vazosu ve pedeler yazici defterci
Gündüzlerin hayaline gecelerin düslerine okuyup davat edenlerle seni beni
Kumral halin cakir gözlerin dipdiri boyun posun baldirin gögsün endamin
Sevilmeye tam caginda kas oynatip kirpik süzen güzelligin tarafindan
Buzul da sen tropikal  iklim de sen caglar sular kervan kervan cöllerde sana
Beyruttan ekvatordan kafkastan nilden inkalardan
Caln fülüt oynayan cingirak söyleyen cengi kivrilan dönen kiskivak
Hepsi ismine beyan okyanuslara umman sahra
Durdugu yerde yaslanip eskiyen dagmi sokak mi demir yolu mu sahildeki iskele mi
Kule dibi gece karanliginda hizla savusup gecerken sehir merkezi
Köprü baska kadin ve boslukta sallanip duran merdiven
Kim nerden daha ötesine beri catakta caprazda raptiye söküp
Ilani afislere adsiz kimsesizin örseleyip bozarken
Isiklari ikindilesen koylara limanlara el sallayarak
Yagmura yukari savusup giden el fenerini takvim yapragndan düsürüp
Sökülen mekik miydi
Pencerelere inen sismiydi duman mi
Kendiliginden kurulan kainatin en güzeliydin
Bizi bize yapip yakistiran  ve öpüse koklasa senden benden yogun esyalar katinda
Incik boncuk allik pudralik dis fircasi dogum günü kolyesi
Küpe kilot gecelik bornoz tras sabunu ve jilete dogru
Bizden soyunup dökülenler arasindan nefes kesici mutlulugun
Soluk soluga koyan zirvelerinin
Seker ezip bal dokuyordu dilin dudagin bana
 Simsicacik ve yusyumusacik kütüüür kütür elvanlar bag bahcesiydin
Söz dinlemez laf anlamaz önüne yoluna durulmaz yönlere taraflara
Kapilip kucaklasip gittikce kapanmaz mesafelerin isthini kamcilayarak
Bir daha
Bir daha
Dizgini kopmus hazza zevke safaya huzura
Yarisindan cogu dügmelerini kendiliginden koparip söken sen
Ve tekrar kere bir daha anlayip bilmeden geceyi sabaha
Ortaligi pencereden sizan isiklar dürer toplar vaziyete sanki
Biriktigi dolmus tasmis sarnicindan dökülen bosalan hersey hissemize temsil
Degil mi ki,
Gönül hevesi sonsuzluk yazgisi ask ve sevginin tutkusu
Adinla yasayarak kafkasli Ruslana,
Sütlimanlar cagindan
Ve iskele limanlardan
Firik firez  asmam cardaktan
 
Seyfi Karaca……….Eylül / 21

( Kafkasli Ruslana başlıklı yazı Yeldegirmeni tarafından 7.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu