sevdiğinden aldığı
elinde kırmızı gülüyle ve gülüşüyle
utangaç dudaklı
koşuşturan bir kadın gibiydi sabah
ben yürürken
seni kavuşturacak durağa
nisan’lı yağmur dediklerinden
geçiyordu
aniden
düşler kuruyordum ter içinde
bahar bulduğum bir yaprakta
alnıma çarpan dalından
bir de gevrek kokuyordu
güneş
o sıra
parkta
salıncakta sallanırken çocuk
saçları tükürükle taranmış
annesinin
elleri sımsıkı zincirler de
peşimden
geliyordu gölgesi
Gün uzar gider
Güneşin altında akşama kadar
Böylece